WHATSAPP MESAJLARININ DELİL NİTELİĞİ

WHATSAPP MESAJLARININ DELİL NİTELİĞİ

Whatsapp Mesajlarının Delil Niteliği

 

Türk Hukukunda Delil ve Türleri

Delil, bir davada tarafların iddialarını ispat etmek amacıyla sundukları ve hakimin değerlendirdiği araçlar ve materyallerdir. Türk hukukunda delil, hukuki uyuşmazlıkların çözümü için büyük önem taşır. Bir davanın neticesi, çoğu zaman tarafların sunduğu delillerin kuvvetine ve hukuka uygunluğuna bağlıdır. Bu nedenle, delillerin mahkeme tarafından değerlendirilmesi ve hukuka uygun şekilde elde edilmesi şarttır. Delil, Türk Hukuku’nda Medeni Usul Hukuku kapsamında Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nda düzenlenmiştir. HMK'nın 187. maddesi uyarınca, taraflarca ileri sürülen vakıaların ispata elverişli olması gerekir.

Türk ceza hukuku bakımından serbest delil sistemi geçerlidir. Bu sisteme göre, hukuka uygun olarak elde edilen her türlü bilgi ve materyal delil olarak değerlendirilebilir. Ancak hukuk davalarında bu ilke kısmen uygulanır; burada, yazılı delil şartı ve delillerin hukuka uygunluğu gibi sınırlamalar mevcuttur.

 

Delillerin Hukuka Uygunluğu

Türk hukukunda, delillerin hukuka uygun olarak elde edilmesi esastır. Hukuka aykırı yollarla elde edilen deliller, genellikle kabul edilmez. HMK’nın 189. maddesine göre, hukuka aykırı deliller mahkeme tarafından değerlendirme dışı bırakılır. Bu ilke, bireylerin özel hayatının korunması ve adil yargılanma hakkının sağlanması amacıyla getirilmiştir. Whatsapp mesajlarının delil olarak kullanılabilmesinde de bu husus önem taşır. İletişim delillerinin saklanması da yargılama süreçlerinde yol gösterici olabilir.

 

Türk hukukunda deliller türlerine göre çeşitli ayrımlara tabilerdir. Bunlardan en çok başvurulan ayrım delillerin ispat gücü yönünden “kesin” ve “takdiri” delil ayrımıdır.

 

1.Kesin Deliller

Kesin deliller Hukuk Muhakemeleri Kanununda sınırlı sayıda sayılmış olup bunlar senet, yemin ve kesin hükümdür. Bu deliller kanunda bahsi geçen koşullarla beraber bulunduğu hallerde kesin delil niteliği taşıyacak ve hakim için hüküm verirken bağlayıcı olacaktır.

 

2.Takdiri Deliller

HMK Madde 198 uyarınca taraflar hukuka uygun bir şekilde elde etmiş olmaları kaydıyla, ispat aracı olarak her türlü delilden yararlanılabilirler. Takdiri deliller, hukuki anlamda ispat gücü kanunla kesin şekilde belirlenmeyen delillerdir. Bu deliller, hakimin kanaat oluşturmasında etkili olur. Hakim, bu delilleri değerlendirirken vicdani kanaatine göre karar verir. Takdiri delillere örnek olarak tanık beyanları, bilirkişi rapoları, keşif bulguları, iletişim kayıtları örnek verilebilir.

 

Mesajlaşma Uygulamalarından Elde Edilen Kayıtların Delil Niteliği

Günümüzde teknoloji araçları ve özellikle internetin yaygınlaşması sonucu kişiler arasındaki sözlü telefon görüğşmeleri harici tüm yazılı iletişimler neredeyse sohbet uygulamalarında yürümekte ve çoğu durumda başka herhangi bir yazılı sözleşme, senet vb bulunmadığı halde tarafların ellerinde kendilerinde bulunan ispat yüküne karşın sunabilecekleri tek şey bu sohbet uygulamalarındaki mesajlaşmaların kayıtları olmaktadır.

Whatsapp ve benzeri uygulamalardaki iletişim kayıtları da bu nedenle önem kazanır ve bazı hallerde de delil niteliğine haiz olur. Bir delilin geçerliliği değerlendirirken en önemli husus delilin nasıl elde edildiğidir. Hukuka aykırı yollarla elde edilen deliller mahkeme nezdinde uygulama alanı bulamayacaktır.

Bu gibi hukuka aykırı deliller, bireyin temel hak ve özgürlüklerini ihlal ederek elde edilir. Hukuka aykırı delillerin temel dayanağı, adil yargılanma hakkının korunmasıdır. Bunlara örnek olarak izinsiz şekilde yapılmış ses/görüntü kaydı, arama kararı olmadan yapılan aramalar, rızaya aykırı elde edilmiş kişisel veriler, işkence veya tehdit altında alınan ifadeler gösterilebilir.

Whatsapp mesajlarının hakim nezdinde delil olarak nitelendirilerek vicdani kanaatinde rol oynaması için delili sunan kişi, whatsapp yazışmasının bir tarafı olmalı ve bu kaydı kendisi almalıdır. Yani bir Whatsapp görüşmesinin tarafı olan davalı veya davacı, kendi görüşmesinin kaydı olmak şartıyla karşı tarafla yürüttüğü sohbetlerini grup mesajı yahut özel mesaj olması önem arz etmeksizin dosyaya delil olarak sunabilir.

Ancak kişinin kendisine ait olmayan bir numara ve bu numara ile kullanılan bir whatsapp hesabı üzerinden yapılan yazışma kayıtlarının sahibinin rızası olmaksızın sunulması hukuka aykırı olacaktır.

Günümüzde ekran görüntü ve kayıtları üzerinde basit uygulamalarla dahi oynamalar yapılabilmekteyken, hakimin yalnızca bir ekran görüntüsünü hükme esas alacağını düşünmek hatalı olacaktır. Bu tür bir delil tek başına hükme esas alınamaz. Ancak diğer delillerle beraber değerlendirildiği takdirde bir anlam kazanıyorsa ve diğer delillerle birbirlerini destekler nitelikteyse hükme esas alınabilecektir.

Ancak kişinin hak ve hürriyetleriyle iç içe olan ceza hukuku alanında, mesajın aslı bulunmadan sadece ekran görüntüsü ile mahkeme huzurunda sanığın cezalandırılması için yeterli bir delil olmayacaktır. Hukuk davalarında ise mesajlaşmayla aynı içerikte olduğu tespit edilemeyecek halde olan ekran görüntüleri, senetle ispat kuralına riayet edilmesi gereken durumlarda delil niteliği taşımayacaktır.

 

Delil Başlangıcı

Uyuşmazlık konusu vakıaların ispatında kullanılabilecek yazılı veya basılı metinler, senetler, çizimler, planlar, krokiler, fotoğraflar, filmler, görüntü veya ses kayıtları gibi unsurlar ile elektronik ortamdaki veriler ve benzeri bilgi taşıyıcılar, Hukuk Muhakemeleri Kanunu kapsamında belge olarak kabul edilmekte ve delil başlangıcı niteliğini haizdir. Bu halde özellikle hukuk mahkemelerinde görülen bir alacak davasında borcun varlığı hususunda önem arz edebilecek ifadeler barındıran bir Whatsapp yazışması kesin delil olmamakla beraber delil başlangıcı olarak hakimin vicdani kanaatinde diğer delillerle birlikte HMK madde 199 bağlamında bir rol oynayabilecektir.

 

Yargı Kararlarında Durum

Mahkeme, davacının, bir kredi borcunun teminatı olarak verilen senedin geçerliliğini tartışarak davalıya borçlu olmadığının tespitini talep ettiği menfi tespit davasında, ispat yükümlülüğünün tarafların ileri sürdüğü deliller doğrultusunda değerlendirildiğini belirtmiştir. Davacının sunduğu belge ve beyanların, senedin kredi teminatı olduğuna dair kesin ve yazılı deliller sunamadığına hükmedilmiş; WhatsApp yazışmalarının kimlere ait olduğu tespit edilemediği ve bunların davalı tarafından kabul edilmediği ifade edilmiştir. Ayrıca, davacı tarafından sunulan diğer belgelerin de iddiayı ispat etmek için yeterli bulunmadığı, yemin deliline de dayanılmadığı görülmüştür. Bu nedenlerle mahkeme, davacının davasını ispat edemediği kanaatine vararak davayı reddetmiş, aynı zamanda davalının kötü niyet tazminatı talebini de reddetmiştir. Bu reddin üzerine davacı istinaf yoluna başvurmuştur. İstinaf başvurusu ise Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 07.04.203 Tarihli 2021/391 Esas 2023/508 Karar Numaralı ilamında; “Dosya kapsamındaki bilgi, belge ve deliller, yasal düzenlemeler çerçevesinde değerlendirilmiş; özellikle davacının senedin teminat senedi olduğuna ilişkin iddiasını kesin delillerle ispat edemediği sonucuna ulaşılmış, bu nedenlerle, mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar vermiştir.”

 

Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesi :14.09.2022 Tarih 2021/2106 Esas 2022/1291Karar Numaralı ilamında;

“Sanığın müştekiyi rahatsız ettiğine dair iddiaların ise dosyaya sunulan WhatsApp yazışmalarıyla çeliştiği; müştekinin bu yazışmaların sahte olduğu iddiasının, sanığın müştekinin telefonuna erişim imkânı bulunmadığı gerekçesiyle hayatın olağan akışına aykırı olduğu kanaatine varılmıştır. Sanık, suçlamaları istikrarlı bir şekilde reddetmiş, müştekinin evine rızasıyla girdiğini ve herhangi bir cinsel eylemde bulunmadığını savunmuştur. Bu çerçevede, sanığın "nitelikli cinsel saldırıya teşebbüs" ve "konut dokunulmazlığını ihlal" suçlarından mahkûmiyetine yeterli delil bulunmadığı ve her iki suç yönünden de şüphenin giderilemediği gerekçesiyle, 5271 sayılı CMK'nın 223/2-e maddesi uyarınca beraat kararı verilmesi gerektiğine hükmedilmiştir..”

 

Stj. Av. Aycan Betül Yılmaz
Av. Hüseyin Acar