TUTUKLAMA NEDENLERİ VE İTİRAZ YOLLARI : ŞARTLAR, SÜRELER, HUKUKİ SÜREÇLER
Tutuklama, Ceza Muhakemesi Kanunun 100 ve devamında düzenlenen koruma tedbirlerinden biridir. Tutuklama tedbiri en ağır koruma tedbiridir. Bu nedenle ceza yargılamasında şüpheli ya da sanığın tutuksuz yargılanması esastır. Tutuklama kararı ancak istisnai hallerde verilebilir. Yazımızda tutuklama nedenleri, tutukluluk süresi ve tutukluluğa itiraz konuları ele alınacaktır.
TUTUKLAMA NEDİR? TUTUKLAMA KARARINI KİM VERİR?
Tutuklama, ceza muhakemesinde suç işlediği konusunda kuvvetli şüpheler bulunan sanık ya da şüphelinin seyahat özgürlüğünün kısıtlanmasına neden olan koruma tedbirlerindendir. Ceza Muhakemesi Kanununun 100.maddesinde belirtilen tutuklama şartlarının oluştuğu durumlarda kanunun 101.maddesi gereğince soruşturma aşamasında sulh ceza hakimi, kovuşturma aşamasında ise sanığın yargılandığı mahkeme tarafından tutuklama kararı verilebilir. Tutuklama şartlarının gerçekleştiği durumlarda dahi kişinin tutuklanmasının ölçüsüz olduğuna kanaat getiren hakim, tutuklama kararı değil adli kontrol kararı vermelidir.
101.maddenin 3.fıkrası gereğince hakkında tutuklama isteminde bulunulacak şüpheli ya da sanığın özel müdafii yoksa savunulması amacıyla Barodan avukat görevlendirilir. Burada zorunlu müdafilik gerektiren bir durum olduğu için müdafi hazır olmaksızın verilen tutuklama kararı hukuka aykırıdır.
TUTUKLAMA KARARI VERİLEMEYECEK HALLER NELERDİR?
Kanunun 100.maddesinin 4.fıkrasında tutuklama yasağı düzenlenmiştir. Bu hükme göre yalnızca adli para cezasını gerektiren suçlar ile hapis cezasının üst sınırı iki yıldan fazla olmayan suçlarda (vücut dokunulmazlığına karşı kasten işlenenler hariç) tutuklama kararı verilemez. Örneğin 89/1 ve 2 de düzenlenen taksirle yaralama suçları tutuklama yasağı kapsamında kalmaktadır.
Yine işin önemi, verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü olmaması halinde, tutuklama kararı verilemez.
TUTUKLAMA ŞARTLARI NELERDİR?
Kanunun 100.maddesinde kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin ve bir tutuklama nedeninin bulunması halinde tutuklama kararı verilebileceği düzenlenmiştir. Tutuklama sebepleri şunlardır:
1.Şüpheli ya da sanığın kaçması, saklanması veya kaçacağı şüphesini uyandıran somut olguların bulunması
2.Şüpheli veya sanığın delilleri yok etme, gizleme veya değiştirme, tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunması
Bu iki durumdan birinin varlığı halinde hakim kişinin tutuklanmasına karar verebilir.
Şüpheli ya da sanığın işlediği iddia edilen suçların kanunda belirtilen suçlardan olması (katalog suçlar) durumunda da tutuklama nedeninin gerçekleşeceği varsayılabilir.
TUTUKLULUĞA İTİRAZ NEREYE YAPILIR?
Ceza Muhakemesi Kanununun 268. Maddesinde kararlara karşı itiraz prosedürü düzenlenmiştir. Tutuklama kararı itirazı kabil kararlardan olup bu madde gereğince itirazın yapılması gerekmektedir.
Tutuklamaya itiraz, kararı veren mahkemeye verilecek bir dilekçe ile ya da tutanağa geçirilmek şartıyla zabıt katibine beyanda bulunmak suretiyle yapılır.
Tutukluluk itirazı sulh ceza hakimliği kararına karşı yapılmışsa itirazı inceleyecek merci asliye ceza mahkemesidir. İtiraz asliye ceza mahkemesi kararına karşı yapılmışsa itiraz ağır ceza mahkemesince incelenir. Ağır ceza mahkemesinin kararına karşı yapılacak itiraz ise, bir üst numaralı ağır ceza mahkemesince incelenir.
271.madde gereği itiraz, dosya üzerinden incelenerek karar verilir.
İtirazı inceleyen mahkeme tutuklanma şartlarının oluşmadığından bahisle tutuklama kararını kaldırabilir. Verilen kararın hukuka uygun olduğuna kanaat getirir ise itirazı reddeder.
TUTUKLULUK İNCELEMESİ NEDİR?
Ceza Muhakemesi Kanununun 108.maddesinde tutukluluk incelemesi düzenlenmektedir. Maddeye göre soruşturma aşamasında hakim tarafından verilen tutuklama kararının en fazla 30 gün içerisinde yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu değerlendirme müdafi ya da şüpheli dinlenilerek verilmelidir. Yani bu değerlendirmenin duruşma açılmak suretiyle yapılması gerekmektedir.
Kovuşturma aşamasında ise tutukluluk değerlendirmesi her oturumda veya koşullar gerektirdiğinde oturumlar arasında ya da en geç 30 gün içinde yapılır.
TUTUKLULUK SÜRESİ NE KADARDIR?
Kanunun 102.maddesinde tutuklulukta geçecek süre özel olarak düzenlenmiştir. Tutuklama süresi maddede soruşturma ve kovuşturma aşaması için ayrı şekilde düzenlenmiştir. Ayrıca tutukluluk süresi ağır cezanın görevli olup olmamasına göre değişiklik göstermektedir.
Soruşturma aşamasında tutukluluk süresi
-Ağır ceza mahkemesinin görev alanına girmeyen (asliye ceza) suçlarda 6 ay
-Ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren suçlarda 1 yıl
Ancak zorunlu hallerde yukarıda belirtilen süreler 6 ay daha uzatılabilir.
Kovuşturma aşamasında tutukluluk süresi
-Ağır ceza mahkemesinin görev alanına girmeyen (asliye ceza) suçlarda 1 yıl
-Ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren suçlarda 2 yıl.
Ancak zorunlu hallerde yukarıda belirtilen süreler ağır ceza mahkemesinin görev alanına girmeyen suçlarda 6 ay daha uzatılabilir. Ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren suçlarda ise bu süre 3 yıl daha uzatılabilir.
Ayrıca ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar ile 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlarda tutukluluk süresinin 5 yıl daha uzatılabileceği hükme bağlanmıştır. Bu kapsama giren suçlar Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar (TCK 302-308), Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar (TCK 309-316), Milli Savunmaya Karşı Suçlar (TCK 317-325) ve Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk (TCK 326-339) suçları ile Terörle Mücadele Kanununda düzenlenen suçlardır.
Görüldüğü üzere ağır ceza tutukluluk süresi asliye ceza tutukluluk süresine nazaran oldukça fazladır. Bunun nedeni ağır ceza mahkemesince incelenen suçların daha fazla cezayı gerektirmesidir.
TUTUKLUNUN SALIVERİLMESİ DURUMUNDA YERİNE GETİRMESİ GEREK YÜKÜMLÜLÜKLER
Kanunun 106.maddesinde salıverilen şüpheli ya da sanığın yetkili yargı merciine veya tutukevinin müdürüne adresini ve varsa telefon numarasını bildirmekle yükümlüdür. Bu kişiler her adres değişikliğini yetkili yargı merciine bildirmekle yükümlüdür.
Bu hususa aykırı davranılması, sanık ya da şüphelinin adli kontrolüne ilişkin hükümleri ihlal ettiği durumda sanığın tutuklanmasına karar verilebilir.
SAVCININ TUTUKLAMA YETKİSİ VAR MI ? SAVCI TUTUKLAMA KARARI VEREBİLİR Mİ?
Kanun gereği tutuklama ancak hakim tarafından yapılabilir. Mahkeme, resen tutuklama kararı verebileceği gibi Cumhuriyet savcısının istemi üzerine tutuklama kararı verebilir. Ancak savcının tutuklama talebi mahkeme tarafından reddedilebilir.
Her ne kadar savcı tutuklama kararı veremezse de soruşturma aşamasında tutuklanmış olan şüphelinin salıverilmesine karar verebilir. Ceza Muhakemesi Kanunun 103. Maddesinin 2.fıkrasında yer alan bu düzenleme gereğince savcının tutuklama kararının kaldırılması için hakimden istemde bulunmasına gerek yoktur.
HAKSIZ TUTUKLAMA SONUCUNDA TAZMİNAT HAKKI
Ceza Muhakemesi Kanununun 141.maddesinde koruma tedbirleri nedeniyle tazminat hükmü yer almaktadır. Bu maddede; tutuklama kararı verilirken hukuka aykırı davranılan, hukuka uygun tutuklanmış olsa bile hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ya da beraat kararı verilen, tutuklanmasına rağmen yargılaması makul sürede tamamlanmayan, tutuklulukta geçirilen sürenin mahkum olan cezadan fazla olan şüpheli ya da sanığın uğradığı her türlü maddi ve manevi zararların Devlet tarafından tazmin edileceği düzenlenmiştir.
Tazminat davasının karar veya hükümlerin kesinleştiğinin ilgilisine tebliğinden itibaren üç ay ve her hâlde karar veya hükümlerin kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içinde açılması gerekmektedir.
Söz konusu tazminata hükmetmeye görevli ve yetkili merci zarara uğrayanın oturduğu yer ağır ceza mahkemesidir.
Verilen tazminat kararının kesinleşmesinden sonra davalı idarece, belirtilen hesap numarasına 1 ay içinde yatırılır. 1 ay içinde ödenmeyen tazminatlar için icra yoluna başvurulabilir.
Konu hakkında detaylı bilgi almak için alanında uzman avukatlarımızdan randevu alabilirsiniz.
Av.Sema Nur Deveci Ustundağ
Av.Hüseyin Acar