TÜKETİCİ KREDİSİ ÖDEMELERİNİN GECİKMESİNİN SONUÇLARI NEDİR ?

TÜKETİCİ KREDİSİ ÖDEMELERİNİN GECİKMESİNİN SONUÇLARI NEDİR ?

Tüketici Kredisi Ödemelerinin Gecikmesinin Sonuçları Nedir ?

Tüketici kredileri, bireylerin finansal ihtiyaçlarını karşılamak için bankalar veya finansal kuruluşlar tarafından sağlanan ve geri ödeme şartlarına dayalı borçlardır. Bu kredilerin ödenmesindeki gecikmeler, hem borçlu tüketici hem de kredi veren kurum açısından çeşitli sonuçlar doğurur. Türkiye'de bu konuda düzenlemeleri belirleyen en önemli yasal çerçeve, Tüketici Kredisi Sözleşmeleri Yönetmeliği’dir. Bu yönetmelik, kredi ödemelerinin gecikmesi durumunda uygulanacak hükümleri ve tarafların hak ve sorumluluklarını belirler.
 

1. Tüketici Kredisi Sözleşmeleri Yönetmeliği’nin Temel Amaçları ve Kapsamı

Tüketici Kredisi Sözleşmeleri Yönetmeliği, 2011 yılında yayımlanmış olup, tüketicilerin kredilere erişimini, kredi sözleşmelerini ve kredi borçlarını düzenlemektedir. Yönetmelik, tüketicilerin kredi alırken bilgilendirilmesini, sözleşmelerdeki şeffaflık ve adillik ilkelerine uyulmasını sağlar. Bu yönetmelik ile kredi borcu ödenmezse ne olur veya kredi kaç taksit ödemezse icralık olur gibi soruların cevabını daha açıklayıcı şekilde düzenlemiştir. Ayrıca, kredi sözleşmesinin hükümleri gereği, borçlu tarafından yapılacak ödemelerde yaşanacak gecikmelerin sonuçlarını da belirler. Yönetmelik ile faiz veya benzeri bir kazanç karşılığında, geri ödemenin üç aydan daha uzun süre ötelenmesini veya taksitle ödeme imkanını sağlayan kredi kartı sözleşmeleri dahil olmak üzere her nevi tüketici kredisi sözleşmesini kapsamaktadır.
 

2. Tüketicinin Borcunun Tamamının Muaccel Hale Gelmesi:

Tüketiciye muaccaliyet ihbarı yapılması ve kredi borcunun tamamının muaccel hale gelmesi ve aranan koşullar, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 28. maddesinde açıklanmıştır. Bu koşullar sağlandığında, banka, tüketiciden kredi borcunun tamamının ödenmesini talep edebilir.

Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun Madde 28/1 : Kredi sözleşmelerinin belirli süreli olarak akdedilmiş olması halinde tüketici, taksitlerini ödeme konusunda gecikme yaşaması halinde kredi veren borcun tamamını şartların oluşması halinde talep edebilir.Kredi verenin bu hakkını kullanabilmesi için şartlar şu şekildedir:


- Kredi verenin tüm yükümlülüklerini yerine getirmesi,

-  Borcun tamamını talep etme hakkını saklı tutmuş olması,

-  Tüketicinin ardı ardına en az iki taksidi ödemede gecikmesi,

-  Bu hakkı kullanmadan önce, tüketiciye en az otuz gün süre tanıyıp muacceliyet uyarısında bulunması gerekmektedir.


3. Temerrüde Düşen Tüketicinin Yasal Takip Süresi:

Tüketici, TKHK madde 28 ve TKSY madde 18'de belirtilen şartları yerine getirdiğinde, 30 günlük sürenin sonunda, iki taksiti ve temerrüt faizini ödemezse temerrüde düşer ve kalan tüm taksitler muaccel olur. Ancak, banka yasal takip sürecini başlatabilmek için, tüketicinin en az 90 gün süreyle ödeme yapmaması gerektiğini unutmamak gerekir.


4. Kredi Ödemelerinin Gecikmesi Durumunda Uygulanacak Temerrüt Faizi:

Tüketicinin kredi borcunu ödemezse, kredi verenin talep edebileceği temerrüt faizi, Tüketici Kredisi Sözleşmeleri Yönetmeliği’nin 18. maddesinde düzenlenmiştir:            
Madde hükmüne göre temerrüt veya geç ödeme durumunda uygulanacak temerrüt faizi oranını düzenlemekte ve bu oranın , “tüketiciden sözleşmedeki akdi faiz oranının yüzde otuz fazlası” olarak en fazla uygulanabilecek oran olduğunu söylemektedir. Aksi takdirde, kredi verene karşı tüketicinin haklarından biri; fazla tahsil edilen tutar ile bu tutarın geri ödendiği tarihler arasındaki süre için, “sözleşmede belirtilen akdi faiz oranının yüzde otuz fazlası” oranında uygulanacak faiz ile tüketiciye geri ödemekle yükümlüdür."

Bu madde ile kanun koyucu, tüketici lehine bir düzenlemeye giderek, gecikme faizinin akdi faiz oranının yüzde otuzunu geçemeyeceği konusunda sınırlandırma getirir. Ayrıca, fazla alınan faizlerin geri ödenmesi gerektiğini ve kredi verenin sorumluluğunu vurgular.

Temerrüt faizi, ödenmeyen taksitin üzerine, ödenmeyen gün sayısı dikkate alınarak hesaplanır. Geç ödeme yapılan tarih dikkate alınarak faiz hesaplanacaktır.


5. Muacceliyet Durumunda Ek Ücret Yasağı:

TKHK m. 28/2:  "Muaccel kılınan taksitlerin hesaplanmasında faiz, komisyon ve benzeri masraflar dikkate alınmaz." Ayrıca, TKSY m. 18/1'de de benzer bir hüküm bulunur: "Muaccel kılınan taksitlerin hesaplanmasında faiz ve ücretler dikkate alınmaz."

Bu düzenlemeye göre, kredi veren, muaccel hale gelen taksitler üzerinden faiz, komisyon veya başka bir masraf talep edemez. Bu düzenlemenin amacı, temerrüde düşen tüketicinin yalnızca temerrüt faizi ödemesini sağlamaktır, böylece kredi sözleşmesinden doğan diğer faiz ve masrafların tüketiciye ek yük getirmesi engellenerek buradan kazanç elde edilmesinin önüne geçilmeye çalışılmıştır.


6. Kredi Gecikmelerinde Bileşik Faiz (Faize Faiz) Uygulaması

Türk Hukuku'na göre, temerrüt hâli de dahil olmak üzere tüketici işlemlerinde bileşik faiz (faiz üzerine faiz eklenmesi) uygulaması yasaktır. Bu durum, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un (TKHK) 4. maddesinin 7. fıkrasında açıkça belirtilmiştir: "Temerrüt hâli de dahil olmak üzere, tüketici işlemlerinde bileşik faiz uygulanmaz."

Bu ifade, kredi borçları ödenmediği takdirde, faize faiz eklenmesinin ve bileşik faiz uygulanmasının yasal olarak mümkün olmadığını belirtmektedir. Yani, kredi borcu geç ödenmiş olsa da yalnızca anapara üzerinden temerrüt faizi işlemektedir; faizin üzerine bir başka faiz ilave edilemez. Bu düzenleme, tüketicilerin aşırı borçlanmalarını engellemek amacıyla sağlanan önemli bir korumadır.


7. Kefilin Kredi Borcu Ödenmediğinde Temerrütten Sorumlu Olması

Bir kredi sözleşmesinde kefil, asıl borçlunun (tüketicinin) borcunu ödememesi durumunda, bu borcu üstlenmeyi taahhüt eder. Ancak, kefilin temerrüt hâlinden sorumlu tutulabilmesi için bazı koşulların yerine getirilmesi gereklidir.

Kefilin sorumluluğu, Türk Ticaret Kanunu (TTK) m.7 ve Türk Borçlar Kanunu (TBK) m.590/3’te düzenlenmiştir. Bu hükümlere göre, kefilin temerrüt durumunda sorumlu tutulabilmesi için şu şartlar sağlanmalıdır:

1. Bildirim Yapılmalıdır: Kredi borcu ödenmediğinde ve temerrüt durumu oluştuğunda, kefile bildirim yapılması zorunludur. TKHK m.28/1’e göre, asıl borçluya yapılan bildirimin ardından kefilin haberdar edilmesi ve bu bildirimin üzerinden 30 gün geçmesi gerekir.

2. Temerrüt Faizi Uygulamak İçin Bildirim: Temerrüt faizi kefilden talep edilebilmesi için, TTK m.7/1’e göre kefile, borcun ödenmemesi nedeniyle temerrüt faizinin işlemeye başlayacağı hakkında bilgi verilmelidir. Eğer kefil bu durumdan haberdar edilmezse, temerrüt faizi kefilden talep edilemez. Yani, temerrüt hâlinde kefilin sorumluluğa girmesi için, borçluya (tüketiciye) verilen süre sona erdikten sonra, kefile de aynı şekilde bildirim yapılması gerekmektedir.

3. Asıl Borcun Muaccel Olması: Borçlunun ödeme süresi sona erdiğinde borç muaccel hale gelir ve bu durumda kefil, borcun ödenmesinden sorumlu olur. Ancak TBK m.590/3’e göre, kefilin sorumluluğunun başlaması için asıl borçluya yapılan bildirimden sonra kefilin de bu durumdan haberdar edilmesi gerekir.

4. Temerrüt Sonuçları: Kefilin temerrüt faizinden sorumlu olabilmesi için, temerrüt durumu hakkında kefile bilgi verilmesi gereklidir. Aksi takdirde, kefil kredi borcunun tamamı üzerinden işlemeye başlayan temerrüt faizinden sorumlu tutulamaz.

Sonuç olarak, kredi borcu temerrüde düştüğünde kefilin borcu ödeme yükümlülüğünün başlayabilmesi için, temerrüt durumu hakkında kefile bildirim yapılması gerektiği anlaşılmaktadır. Bu düzenleme, kefilin haklarını koruma amacını taşır.




Avukat Semanur Deveci Üstündağ
Avukat Hüseyin Acar