Temyiz Süreci
Türk Hukuk sisteminde, taraflar arasında verilen mahkeme kararlarına karşı bir tür denetim mekanizması olan ve kararların hukuki açıdan incelenmesini sağlayan temyiz süreci, yargılamada doğruluğu ve adaleti sağlamak adına önemli bir yer tutmaktadır. Temyiz, ilk derece mahkemelerinin verdiği kararların, istinaf mahkemesi tarafından da incelenmesi sonrasında daha üst bir mahkeme tarafından tekrar incelenmesini sağlayan bir hukuk yoludur. Bu süreç, sadece maddi hata yapılıp yapılmadığını değil, aynı zamanda hukukun doğru şekilde uygulanıp uygulanmadığını da değerlendirir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na (HMK) göre, temyiz, yalnızca kararın hukuka uygunluğunun denetimi amacıyla yapılır ve somut olayda hukuka aykırı bir durumun bulunup bulunmadığını araştırır. Temyiz, Yargıtay tarafından yapılır ve bölge adliye mahkemelerinin kararlarını inceleyerek hukuka uygunluğunu değerlendirir. Temyiz süresi istinaf mahkemesinin verdiği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftadır.
Temyiz Başvurusu ve Koşulları
HMK’nın 361. maddesi uyarınca, temyiz başvurusu, verilen kararın gerekçeli örneği tebliğ edildikten sonra iki hafta içinde yapılmalıdır. Temyiz süresi, kararın tebliğinden başlar ve bu süre içinde başvuru yapılmaması durumunda, başvurunun reddedilmesi söz konusu olur.
Temyiz başvurusu hem taraflar hem de yargılama sürecinin tarafı olan üçüncü kişiler tarafından yapılabilir. Ancak kararın temyiz edilebilir nitelikte olması gerekmektedir. Temyize tabi kararlar yalnızca kesinleşmiş olan mahkeme kararlarıdır ve belirli şartlar altında temyiz yoluna başvurulabilir. İlk derece mahkemesinin veya istinaf incelemesinin sonucunda davada haklı çıkmış olan taraf dahi, temyize başvurmakta hukuki yararı bulunduğu takdirde temyiz yoluna başvurabilecektir.
İlgili temyiz dilekçesinin temyiz mahkemesine sunulması ile başlar ve temyiz mahkemesi tarafından temyiz dilekçesinin incelenir. Dilekçede usul ve esas yönünden itirazlar öncelikli olarak incelenir. Şayet dilekçe usul ve esas yönünden hukuka uygunsa dilekçe kabul edilir ve temyiz konusuna ilişkin dosya incelenir. Tüm dilekçeler ve deliller, ilk derece yargılaması sonucu ve istinaf yargılaması sonucunda verilen kararlar incelenir. Bu aşamada Yargıtay’ın yeniden yargılama yapma yetkisi olmayıp yalnızca verilen kararın hukuka aykırı olup olmadığı denetimi yapma yetkisi haizdir. Bu hukuka uygunluk incelemesinin sonucunda ise mahkeme kararı onar veya bozar. Karar onandığı takdirde alt derece mahkemesinin kararı kesinleşir. Bozma durumunda ise yerel mahkemenin temyiz kararına uygun olarak yeniden yargılama yapması amacıyla dosya yerel mahkemeye gönderilir.
Temyiz Başvurusu Hangi Durumlarda Yapılır?
HMK’nın 353. maddesinde temyiz başvurusu yapılabilmesi için belirli şartlar sıralanmıştır. Bu şartlar arasında, mahkeme kararının hukuka uygun olup olmadığı, yargılamada maddi ve usuli bir hata yapılıp yapılmadığı ve hukukun doğru şekilde uygulanıp uygulanmadığı gibi unsurlar bulunmaktadır. Temyiz başvurusu, aşağıdaki durumlar için yapılabilir:
1. Usul Hataları: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan usul hataları, kararın bozulmasına neden olabilir. Örneğin, mahkemenin usul kurallarını ihlal etmesi ya da hukuka aykırı bir biçimde karar vermesi durumunda temyiz başvurusu yapılabilir.
2. Yargılama Hataları: Mahkemenin, davanın esasına dair yanlış bir karar vermesi veya delilleri yanlış değerlendirmesi, yetersiz incelemelerde bulunması, eksik delil toplanması gibi haller temyiz sebepleri arasında yer alır.
3. Hukuka Aykırılık: Kararın, yürürlükteki kanunlarla çelişmesi veya geçerli kanun hükümlerinin yanlış uygulanması, temyiz için bir gerekçe oluşturur. Bu tür durumlar, genellikle temyiz edilerek düzeltilmeye çalışılır.
Temyiz Süreci Nasıl İşler?
HMK'nın 365. maddesine göre, temyiz dilekçesi, kararı veren ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya bozma üzerine hüküm veren ilk derece mahkemesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut ilk derece mahkemesine sunulur. Temyiz başvurusu yapıldıktan sonra, temyiz edilen karar Yargıtay’a gönderilir ve Yargıtay, başvuruyu inceleyerek karar verir.
Yargıtay, temyiz başvurusu üzerinde bir inceleme yaparak, mahkeme kararının hukuka uygun olup olmadığına karar verir. Yargıtay, kararın doğru olup olmadığını değerlendirdikten sonra, bir bozma kararı verebilir veya davanın esasına girerek karar verebilir. Yargıtay’ın bozma kararı, bölge adliye mahkemesine veya yerel mahkemeye gönderilir ve burada, bozma kararına uygun yeni bir karar verilir.
Temyiz Kararının Sonuçları
Yargıtay temyiz başvurusu sonucunda çeşitli kararlar verebilir:
1. Bozma Kararı: Yargıtay, temyiz edilen kararın hukuka aykırı olduğunu tespit ederse, bu kararı bozabilir. Bozma kararında, belirli bir yönüyle hukuka aykırı olduğu tespit edilen kararın düzeltilmesi talep edilir. Bu durumda, dosya, alt mahkemeye geri gönderilir.
2. Onama Kararı: Yargıtay, temyiz başvurusu sonucunda verilen kararın hukuka uygun olduğuna kanaat getirirse, temyiz edilen karar onanır. Bu durumda, alt mahkemenin verdiği karar geçerliliğini korur.
3. Esastan Karar Verme: Yargıtay, bazı durumlarda davanın esasına girerek doğrudan karar verebilir. Bu, genellikle dosyanın tüm yönlerinin incelendiği ve temyiz başvurusu sonucunda yeni bir karar verilebilecek durumlarda söz konusu olur.
Temyiz edilebilen kararlar
HMK'nın 361. maddesi, temyiz edilebilen kararları düzenlemektedir. Bu maddenin birinci fıkrasına göre, Bölge Adliye Mahkemesi hukuk dairelerinden verilen nihai kararlar ile hakem kararlarının iptali talebi üzerine verilen kararlar, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz edilebilir. Kısaca bölge adliye mahkemelerinin nihai kararları ile hakem kararlarının iptali talebi üzerine verilen kararlar temyiz edilebilir.
HMK'nın 361. maddesinin ikinci fıkrasına göre ise, davada haklı çıkan taraf, hukuki yararı bulunduğu sürece temyiz başvurusu yapabilir. Burada "hukuki yarar" ifadesi, tarafın temyiz başvurusu yaparak hukuki durumunu iyileştirme olasılığı taşıması anlamına gelir. Yani, davada galip gelen bir tarafın da temyiz başvurusu yapma hakkı, bu tür bir yararının olması halinde mümkündür.
2. Temyiz Edilemeyen Kararlar
HMK'nın 362. maddesi ise temyiz edilemeyen kararları düzenler. Bu kararlar, belirli durumlarda temyiz yoluna tabi olamazlar ve taraflar bu kararları temyiz edemez. Bunlar aşağıdakiler gibidir;
-Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin verilen kararlar temyiz edilemez. Bu tür davalar genellikle küçük alacak davaları olup, kanun küçük miktarların daha hızlı bir şekilde çözülmesi amacıyla temyiz yolunun kapalı olmasını öngörmektedir.
-Kira ilişkisinden doğan ve miktar veya değeri itibarıyla temyiz edilebilen alacak davaları dışında kalan davalar da temyiz edilemez. Ancak, kira ilişkisinden doğan davalar, belirli bir kira tutarının üzerinde ise temyiz edilebilir.
-Yargı çevresi içinde bulunan ilk derece mahkemelerinin görev ve yetkisine dair verilen kararlar ile yargı yeri belirlenmesi yönündeki kararlar temyiz edilemez.
-Çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararlar da temyiz edilemez. Çekişmesiz yargı işlerinde, taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlık bulunmadığı için temyiz başvurusu yapılması mümkün değildir.
-Soybağına ilişkin sonuç doğuran davalar hariç olmak üzere, nüfus kayıtlarının düzeltilmesi ile ilgili kararlar temyiz edilemez.
-Geçici hukuki koruma kararları da temyiz edilemez. Geçici tedbirler, davanın esası sonuçlanmadan önce tarafların haklarını korumak amacıyla verilen geçici kararlar olup, bu kararlar temyiz yolu kapalıdır.
-Eğer yargı çevresindeki bir mahkemenin davayı görmeye fiilî veya hukuki engelleri ortaya çıkarsa, davanın başka bir mahkemeye nakline dair verilen kararlar da temyiz edilemez.
-Yargı çevresi içindeki ilk derece mahkemeleri hâkimlerinin davayı görmeye hukuki veya fiilî engellerinin çıkması hâlinde, davanın başka bir mahkemeye nakline ilişkin kararlar da temyiz edilemez.
Temyiz Edilemeyen Kararlarda İstisnalar
Bazı kararlar, belirli istisnai durumlar altında temyize konu olabilir. Örneğin, kırk bin Türk Lirası sınırının altında kalan davalarda, alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda temyiz yapılabilir. Alacağın tamamının dava edilmesi durumunda, ancak karşı taraf temyiz başvurusu yaparsa, diğer taraf da cevap dilekçesi ile temyizi talep edebilir (HMK madde 362/2)
Temyiz Kararlarının Kesinliği
Yargıtay’ın verdiği temyiz kararları, kanun yolları bakımından nihai kararlardır. Yargıtay’ın onama veya bozma kararı sonrasında, kararın kesinleşmesi için herhangi bir başka başvuru yolu bulunmaz. Ancak, bazı durumlarda, kararın Anayasa Mahkemesi’ne taşınması mümkündür.
Stj. Av. Aycan Betül Yılmaz
Av. Hüseyin Acar