SUÇLARIN İÇTİMAI NEDİR ?

SUÇLARIN İÇTİMAI NEDİR ?

SUÇLARIN İÇTİMAI NEDİR?

Ceza hukukunda suçların içtimaı; birden suç söz konusu olduğunda, genel ilke olan her bir suçtan ayrı sorumluluk yerine, sorumluluğun tek bir suçta toplanmasıdır. Türk Ceza Hukuku’nda “kaç fiil varsa o kadar suç, kaç tane suç varsa o kadar ceza olur” ilkesi geçerli olmasına rağmen, bu ilkenin istisnaları mevcuttur.  Bazı hallerde bir kişinin işlediği birden fazla suç mevcut ise, kişi her suçtan ayrı ayrı değil tek bir suçtan cezalandırılır. Bu istisnalara ilişkin bileşik suç, zincirleme suç ve fikri içtima kurumları TCK 42,43 ve 44. maddelerinde açıklanmıştır. Üç tür içtima söz konusudur;

  1. Bileşik Suç
  2. Zincirleme Suç
  3. Fikri İçtima
  • Aynı Neviden Fikri İçtima
  • Farklı Neviden Fikri İçtima

BİLEŞİK SUÇ NEDİR?

Türk Ceza Kanunu, Madde 42- (1) Biri diğerinin unsurunu veya ağırlaştırıcı nedenini oluşturması dolayısıyla tek fiil sayılan suça bileşik suç denir. Bu tür suçlarda içtima hükümleri uygulanmaz.”

Bileşik suç, suç teşkil eden birden fazla fiil olması ancak, bu fiillerden bazılarının asıl suçun unsuru ya da ağırlaştırıcı nedeni olması halinde ortaya çıkar. Ayrı ayrı suçlar birbirlerinin içinde eriyerek bunlardan ayrı tanımlanmış tek bir suçu oluşturmakta ve suç failine tek ceza verilmesi söz konusu olmaktadır.

Bileşik suçun iki adet şekli vardır. İlkinde, bir suçun diğer bir suçun unsuru olması, ikincisinde ise bir suçun diğer suçun ağırlaştırıcı nedeni olması hali söz konusudur.

Bileşik suçun ilk şekline örnek verecek olursak, yağma suçu; cebir ve hırsızlık suçlarının birlikte işlenmesi sonucu oluşan, kanunda ayrıca nitelendirilmiş bir bileşik suçtur. Cebir ve hırsızlık suçu, yağma suçunun içinde erimiştir, yağma suçunu oluşturan fiiller haline gelmiştir. Bu sebeple kişi yalnızca yağma suçundan cezalandırılır, hırsızlık ve cebir suçlarından ayrıca cezai sorumluluk yüklenmez.

İkinci halde ise, örneğin cebir ve tehdit kullanarak konut dokunulmazlığını bozma suçunda, bir suçun diğer suçun ağırlaştırıcı hali olması söz konusudur. Konut dokunulmazlığının bozulması suçu, cebir ve tehdit suçları ile birlikte işlenerek ağırlaştırılmış hale gelir. Ancak fail, cebir ve tehsit suçlarından ayrı ayrı cezai sorumluluk almadan yalnızca konut dokunulmazlığının bozulması suçundan cezai sorumluluğa sahip olur.

BİLEŞİK SUÇUN SONUÇLARI NELERDİR?

Bileşik suçun işlendiği yer ve zaman belirlenirken, birleşen suçların işlendikleri yer ve zamanlara bakılmaz. Tek bir suç sayılan bileşik suçun neticesinin gerçekleştiği yer ve zaman, suçun işlendiği yeri ve zamanını gösterir. Bileşik suç bakımından zamanaşımı ise, bileşik suçun tamamlanması yani bileşik suçun neticesinin gerçekleşmesi ile işlemeye başlar.

Bileşik suçta, bu suçu oluşturan suçların affa uğramış olması ya da şikayete tabi olup bu koşulun oluşmaması gibi haller bileşik suçu etkilemeyecektir.

Bileşik suçu oluşturan suçlardan birisinin gerçekleştirilip diğerinin gerçekleştirilemediği hallerde, gerçekleştirilemeyen suça değil bileşik suça teşebbüs söz konusu olacaktır. Örneğin, bir kişi diğerinin malını almak için ona cebir veya tehditte bulunduktan sonra elinde olmayan hal nedeniyle bu malı alamazsa, bu durum yağma suçuna teşebbüs olacaktır.

ZİNCİRLEME SUÇ NEDİR?

Türk Ceza Kanunu, Madde 43- (1) Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır. Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır.

(2) Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır.

(3) Kasten öldürme, kasten yaralama, işkence ve yağma suçlarında bu madde hükümleri uygulanmaz.

Zincirleme suç oluşması için, aynı suç işleme kararı ile suçun, aynı kişiye karşı birden fazla kez işlenmesi gerekir. Suçlar arasında subjektif bir bağ bulunmaktadır. Bu durumda kişi tek bir suçtan cezalandırılır ancak cezası artar. Örneğin, bir kişinin evine birden fazla kez girerek hırsızlık suçunun işlenmesi halinde, fail yalnızca tek bir hırsızlık suçundan yargılanacak ancak cezası ağırlaştırılacaktır.

Zincirleme suç, tek bir fiil ile birden fazla mağdurun hedef alınması şeklinde de oluşur. Örneğin, maç esnasında karşı tribündeki taraftara hakaret edilmesi halinde, her bir mağdur için ayrı ayrı cezalandırma söz konusu olmaz, fail tek bir hakaret suçundan cezalandırılır ancak cezası birinci fıkra hükümlerine göre arttırılır.

Zincirleme suçun tüm unsurlarının oluşması halinde bile, bazı suçlarda uygulanamayacağı hükme bağlanmıştır.

Bu suçlar şu şekilde sıralanmıştır;

  1. İşkence suçları.
  2. Kasten adam yaralama suçları.
  3. Kasten adam öldürme suçları.
  4. Yağma suçları.

Önceden cinsel saldırı suçu da zincirleme suç kapsamında değerlendirilemiyorken, Türk Ceza Kanunu 43. maddesinin 3. Fıkrasında yer alan "cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı" ibaresi, 29/6/2005 tarihli ve 5377 sayılı Kanunun 6 ncı maddesiyle madde metninden çıkarılmıştır. Buna göre, fail tarafından bu suçu işleme kararı kapsamında aynı kişiye karşı değişik zamanlarda birden fazla işlenmesi durumunda, zincirleme suç hükümleri söz konusu olur.

ZİNCİRLEME SUÇUN ŞARTLARI NELERDİR?

  1. Birden fazla suç işlenmiş olmalı,
  2. Aynı fail aynı suç işleme saiki ile hareket etmeli
  3. Kanunun aynı hükmü ihmal edilmelidir.
  4. Fiil aynı mağdura karşı ise farklı zamanlarda, farklı mağdurlara karşı ise aynı zamanda gerçekleşmelidir.

FİKRİ İÇTİMA

Türk Ceza Kanunu,  Madde 44- (1) İşlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren kişi, bunlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı cezalandırılır.

a) Aynı neviden fikri içtima : TCK’nın 43/2. maddesine göre, aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiil ile işlenmesi halinde aynı neviden fikri içtima kuralı uygulanır. Bu durumda faile tek bir ceza verilir. Ancak bu ceza zincirleme suç hükümlerine göre artırılır.

Fikri içtima ile zincirleme suç arasındaki fark ise, fiillerin tekliği çokluğu konusunda ortaya çıkmaktadır. Fikri içtimanın zincirleme suç ile farkı, zincirleme suçta fillerin birden fazla olması fakat fikri içtimada tek bir fiil olmasıdır. İkinci fark ise aynı neviden fikri içtimada işlenen suçun mağdurlarının farklı kişiler olmasıdır. Zincirleme suçta mağdur aynı kişidir.

               Ceza Genel Kurulu 2013/13-293 E.  ,  2013/297 K.

TCK'nun 43. maddesinin ikinci fıkrası; "Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır" hükmünü içermekte olup, zincirleme suçtan farklı bir müessese olan ve aynı neviden fikri içtima olarak kabul edilen bu durumda, fiil yani hareket tektir ve bu fiille aynı suç birden fazla kişiye karşı işlenmektedir. Burada, hareket tek olduğu için, fail hakkında bir cezaya hükmolunacağı, ancak bu cezanın kanunun 43/1. maddesine göre artırılacağı öngörülmüştür.
Ancak burada kastedilen, fiil ya da hareketin, doğal anlamda değil hukuki anlamda tekliğidir. Bazen suçların işlenmesi sırasında doğal olarak birden fazla hareket yapılmakta ise de, ortaya konulan bu davranışlar suçun kanuni tanımında yer alan hukuki anlamdaki "tek bir fiili" oluşturmaktadır. Örneğin; failin mağduru birden fazla yumruk ve tekme vurmak suretiyle yaralaması, yalan tanıklık yapan failin birden fazla beyanda bulunması, kasten öldürme fiilinin herbiri tek başına öldürücü nitelikte 5 bıçak darbesi ile işlenmesi vb gibi.

b)Farklı Neviden Fikri İçtima : TCK’nın 44. maddesine göre, “İşlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren kişi, bunlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı cezalandırılır.” Örneğin failin bir kişiyi öldürmesi ve öldürme sırasında kişinin malına zarar vermiş olması halinde, cezası daha ağır olan suçtan yani kasten öldürme suçundan yargılanacaktır. Ancak cezası, diğer suça bağlı olarak artırılacaktır.

Farklı neviden fikri içtima şartları şu şekilde sıralanabilir;

  1. Failin birden fazla suç işlemiş olması
  2. Birden fazla suçun farklı olması
  3. Bu suçların kovuşturma şartlarının gerçekleşmesi ve cezalandırılabilir olması gerekir.

              Ceza Genel Kurulu 2013/431 E.  ,  2014/377 K.

Yerden aldığı parke taşını katılanın arabasının arka camına doğru atan sanığın eylemi sonucunda, camın kırılmasına ve içeri düşen taşın arabanın ön koltuğunda oturan mağdurun kafasına isabet ederek yaralanmasına neden olduğu somut olayda, sanığın katılanın arabasına taş atması eyleminin tek fiil olduğu ve bu suretle, tek olan eylem sonucunda hem katılana karşı mala zarar verme suçunun, hem de mağdura karşı yaralama suçunun meydana geldiği sabit olup bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nun 44. maddesinin uygulanması ve meydana gelen suçların en ağırından ceza verilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, sanığın mala zarar verme ve yaralama suçlarından ayrı ayrı mahkumiyetine ilişkin yerel mahkeme hükmünün Özel Daire tarafından, sanığın durumunun TCK'nun 44. maddesi uyarınca farklı neviden fikri içtima hükümleri kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.

Avukat Busem Erdoğan İskurt 

Avukat Hüseyin Acar 

Reşit Hukuk & Danışmanlık