MURİS MUVAZAASI

MURİS MUVAZAASI

 

MURİS MUVAZAASI


1-Yargıtay Kritlerleri Işığında Muris Muvazaası

Bir kimsenin sağlığında diğer mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla başka mirasçısı ve/veya mirasçıları lehine yaptığı muvazaalı kazandırmalar, muris muvazaası olarak adlandırılmaktadır.

Örneğin bir kimsenin  gerçekte satış olmamasına ve satış bedeli almamasına rağmen üzerine kayıtlı bir taşınmazını mirasçılarından birine satış yapmış gibi göstererek devretmesi en çok karşılaşılan örneklerdendir.

Yapılan işlemlerde muvazaa şartı arandığından Yargıtay zaman içinde muris muvazaası dosyalarını incelerken muvazaanın tespiti için birkaç kriter geliştirmiştir. Bunlardan bazıları;murisin taşınmazını kendi mirasçısına satış  suretiyle devrettiği dönemde gerçekten ekonomik olarak taşınmazını satmaya ihtiyacı olup olmadığı, mirasbırakanın bu taşınmazı almaya yetecek bir ekonomik gücünün bulunup bulunmadığı, satış bedelinin murise ne şekilde ödendiği, satış bedelinin taşınmazın rayicine göre düşük kalıp kalmadığı gibi kriterler olarak sayılabilir. Mirasbırakanın özellikle mirastan mal kaçırma kastıyla hareket etmesi aranmaktadır. Bu nedenle Yargıtay mirasbırakanın işlemi yapmaktaki iradesinin araştırılması gerektiğini vurgulamaktadır.

Muris muvazaasında gerçekte yapılan işlem ile tarafların arka planda yapmak istedikleri işlem birbiriyle uyuşmaz. Bu bakımda taraflar yapılan resmi işlemin arkasına yanıltıcı muvazaalı bir işlem saklamak suretiyle işlemlerini gerçekleştirebilirler.


2-Mirasbırakanın  Ölümünden Önce  Mirasçılarından Mal Kaçırmak Amacıyla Yaptığı İşlemler İptal Edilebilir mi? Kendisinden Mal Kaçırılan Mirasçıların Hakları Nelerdir?

Eğer ki  mirasbırakan mallarını hakkaniyete uygun bir şekilde tüm mirasçıları arasında paylaştırdıysa, burada mirasbırakanın asıl iradesinin mirastan mal kaçırmak değil “paylaştırma esası” olduğu dikkate alınmalıdır. Bunun için paylaştırmanın bütün mirasçılar arasında ve dengeli bir şekilde yapılması gerekmektedir. Böyle bir durumda muris muvazaası ileri sürülemez.

Mirasbırakanın hayattayken mal kaçırma kastıyla yaptığı işlemlerin iptali için muris muvazaasına dayalı tapu  iptal davaları açılabilir.


3-Muris Muvazaasına Dayalı Tapu İptal Tescil Davaları

Muris muvazaası  sonucunda gerçekte geçersiz bir sözleşme vardır. Bu nedenle her bir mirasçı muvazaa sebebiyle tapu iptal tescil davası açabilir. Kısaca davacı işlemin iptalini isteyen herhangi bir  mirasçı olabilmektedir

Davayı açan mirasçı/lar muvazaa sözleşmesine taraf olmadıklarından muris muvazaasını her türlü delille ispatlayabilirler. Özellikle tanık delili, yargılama kapsamı için önemli olabilmektedir.

Muvazaalı işlem tarihinde mirasçı sıfatına sahip olmayan bir kimse dava tarihinde mirasçı sıfatına sahipse bu kişi de  muris muvazaasına dayalı tapu iptal tescil davası açabilir. Örneğin bir kimsenin dedesi tarafından muvazaalı işlem gerçekleştirildiği tarihte babası hayatta olsun, babası öldükten sonra ilgili taşınmazda kendisi mirasçı hissedar olması gerektiğinden bu kişi de muris muvazaasına dayalı tapu iptal tescil davasını açabilir.

Her bir davacı kendi payı oranında tapu iptal tescil talep edebilmektedir. Bu doğrultuda Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/7040 Esas,  2018/666 Karar ve  01.02.2018 tarihli kararı; “Bu tür olaylarda mirasbırakanın iradesi ile mirasçının yararı çatışmaktadır. Bir bakıma mirasçı yasal haklarını mirasbırakana karşı korumaya çalışmaktadır. Mirasbırakanın istediği bir davayı değil, mirasbırakanın iradesine karşı bir dava açmaktadır. Tüm bu nedenlerle de dava açan mirasçı ya da mirasçılar miras payları oranında iptal-tescil isteyebilirler….”


Dava Harç ve Yargılama Giderleri

Muris muvazaası davasında dava açılırken nispi peşin harç alınmaktadır. Dava değeri, taşınmazın değeri üzerinden davacı mirasçının hissesi oranında hesaplanarak belirlenir. Niteliği itibariyle tapu iptal tescil davası olan bu dava türünde  dava sonunda hükmedilecek vekalet ücretinin belirlenmesi için  yatırılacak harç bu şekilde öngörülmüştür. Taşınmazın tüm değeri üzerinden harç alınması usul ve kanuna aykırıdır.


Dava Açılmadan Önce Arabuluculuk Süreci

Muris muvazaasına dayalı tapu iptal tescil için dava açılmadan önce dava şartı olarak arabuluculuk başvuru öngörülmemiştir.


Görevli ve Yetkili Mahkeme

Görevli Mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Yetkili Mahkeme, muris muvazaası ile devredilmiş bir taşınmazın tapu iptal ve tescili talep ediliyorsa taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir.


Zamanaşımı- Hak Düşürücü Süre

Dava niteliği itibariyle mülkiyet hakkını ilgilendirdiğinden  herhangi bir zamanaşımı süresine tabii değildir.


Muris muvazaasının kabul edildiği örnek Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/1-1251 Esas,  2020/673 Karar ve  23.09.2020 tarihli kararı;

 Davacılar vekili 21.05.2010 tarihli dava dilekçesinde; davacıların mirasbırakan ...'nin ilk eşinden olma kızları, 2003 yılında vefat eden R. G.'nun ise oğlu olduğunu, erken yaşta ilk eşini kaybeden murisin ikinci evliliğini davalının babası ... ile yaptığını, davacıların erken yaşta evlenmeleri ve ikinci eşinin de ölümünden sonra yalnız kalan murisin davalı ile beşeri ilişkisinin daha da yoğunlaştığını, yan yana evlerde oturduklarından murisin hemen hemen bütün işlerine davalının baktığını, mirasbırakanın ise davalıya duyduğu sevgi nedeniyle öz kızlarını dışlayarak yıllardır birlikte yaşadığı davalıyı maddi ve manevi açıdan koruyup kolladığını, erkek olması nedeniyle onun otoritesini benimsediğini, bunun sonucu olarak dava konusu 6 parsel sayılı taşınmazdaki 12/36 payını satış gibi gösterip müvekkillerinden mal kaçırmak kastıyla muvazaalı şekilde davalıya temlik ettiğini, devrin gerçek bir satış olmayıp payın davalıya bağışlandığını, zira murisin tasarruf tarihinde taşınmaz satmaya ihtiyacı bulunmadığı gibi davalının da satın alacak ekonomik gücünün olmadığını ileri sürerek, davacıların miras payları oranında tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur.

Antalya 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.12.2011 tarihli ve 2010/248 E., 2011/547 K. sayılı kararı ile; davalının açık beyanına göre taşınmazın bakım şartı ile temlik edildiği, herhangi bir bedel ödenmediğinin sabit olduğu, 01.04.1974 tarih ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca satış işleminin muvazaa nedeniyle bağış işleminin ise şekle aykırılık nedeniyle geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Öncelikle belirtmek gerekir ki, davalının 20.07.2010 tarihli beyanı ile yapılan temlikin bedelsiz olduğu açıktır. Davacı tanık beyanlarından ise mirasbırakanın kendisine ait evde oturduğu, bakımıyla sadece davalı oğlu A.'nin değil ilk eşinden olma oğlu R.'ın da ilgilendiği, hatta ileri yaşta kalp hastası olan murisi oğlu R.'ın kendi evine götürerek orada baktığı ve en sonunda onun yanında vefat ettiği anlaşılmaktadır. Dosya kapsamına göre mirasbırakanın dava konusu taşınmaz dışında çok sayıdaki başka taşınmazda da payı bulunmaktadır. Kendi evinde oturan ve başka taşınmazları olan murisin, yaşının ilerlediği bir dönemde taşınmaz satmasını gerektirir nitelikte büyük bir ihtiyaç ya da haklı bir nedenin bulunduğu ileri sürülüp kanıtlanmamıştır. Tüm bu olgularla birlikte, davacı kızların erken yaşta evlenip evden ayrıldıkları, aynı köyde oturan murisle davalı oğlunun ise daha yakın bir ilişki içinde oldukları, dava konusu taşınmaz payının da murise davalının babası olan ikinci eşinden kaldığı ve murisin sağlığında dahi davalı tarafından kullanıldığı hususları bir arada değerlendirildiğinde; mirasbırakanın daha çok paylaşımda bulunduğu davalı oğlunu üstün tutarak, diğer mirasçılarından mal kaçırmak kastıyla taşınmazdaki payını bedelsiz ve muvazaalı olarak davalıya devrettiğini göstermektedir.

 Bu durumda, yerel mahkemece dava hakkının kötüye kullanılmadığı, mirasbırakan tarafından yapılan temlikin de mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunun kanıtlandığı gerekçesiyle verilen direnme kararı yasal düzenleme ve ilkelere uygun olup, yerindedir…”

 

4- Mirasbırakan Kişi Hayattayken Muris Muvazaasına Dayalı Dava Açılabilir mi?

Muris muvazaasına dayalı tapu iptal tescil davası açabilmek için mirasbırakanın sağken işlem yapmış olması ve vefat etmiş olması gerekmektedir. Zira davacıların mirasçı ve dolayısıyla davada taraf ehliyeti  sıfatını kazanabilmesi buna bağlıdır. Mirasbırakan kişi hayattayken muris muvazaasına dayalı tapu iptal tescil davası açılamaz.

Bu doğrultuda çok yeni tarihli Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2024/1900 Esas, 2024/3368 Karar ve 08.05.2024 tarihli kararı;

“İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; mirasbırakan hayatta iken muris muvazaasına dayalı tapu iptal ve tescil davasının açılmayacağı, davacı tarafa davalı ...’in vesayet altına alınmasına ilişkin dava açılıp açılmadığının bildirilmesi için verilen kesin süre içerisinde anılan davalının kısıtlanması ve kendisine vasi atanması için Sulh Hukuk Mahkemesine herhangi bir başvurusu olmadığı gerekçesi ile muris muvazaası yönünden davanın esastan reddine, hile ve ehliyetsizlik iddiası yönünden aktif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir…

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup özellikle hukuki ehliyetten yoksun olduğu iddia edilen ...’in dava açıldığı tarihte ve halen sağ olduğu, davacıların, babaları ... adına tescil isteminde bulundukları ve ...’in vesayet altına alınmasına ilişkin davanın reddine karar verildiği gözetildiğinde davacıların ... adına hile ve ehliyetsizlik hukuki nedenlerine dayanarak dava açma ehliyetlerinin bulunmadığı, muris muvazaası iddiası yönünden ise mirasçılık ve mirasın geçişi mirasbırakanın ölüm tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirleneceğinden ve ...’in sağ olduğu anlaşıldığından davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.”
 

5-Muris Muvazaası Davası ve Tenkis Davası Birlikte Açılabilir Mi?

Davacılar terditli dava açmak suretiyle muris muvazaasına dayalı tapu iptal tescil davalarının kabul edilmemesi halinde tenkis taleplerinin olduğunu ileri sürebilirler.

Burada muris muvazaasından farklı olarak tenkis davasını yalnızca saklı payı olan mirasçılar açabilir. Mirasbırakanın eşi, çocukları, torunları, anne ve babası saklı paya sahip olan mirasçılardır.

Ayrıca yine muris muvazaasından farklı olarak tenkis davası, saklı payın zedelendiğini öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl ve her halükarda mirasbırakanın ölüm tarihinden itibaren 10 yıl içinde dava açılmalıdır.

 

 

Av. Damla Songun