1.KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI NEDİR?
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK), kişilerin başta özel hayatın gizliliği olmak üzere, temel hak ve hürriyetlerini korumak ve kişisel verileri işleme yetkisine sahip gerçek ve tüzel kişilerin yükümlülük ve sorumluluklarını belirlemek amacıyla 07/04/2016 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Kanunun 3. maddesinde yapılan tanımlamaya göre, kişisel veri, kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgiyi; Kişisel verilerin işlenmesi ise, kişisel verilerin herhangi bir veri kayıt sisteminin parçası olmak kaydıyla otomatik olan ya da olmayan yollarla elde edilmesi, kaydedilmesi, depolanması, değiştirilmesi, yeniden düzenlenmesi, açıklanması, aktarılması, devralınması, elde edilebilir hâle getirilmesi, sınıflandırılması ya da kullanılmasının engellenmesi gibi veriler üzerinde gerçekleştirilen her türlü işlemi içerir.
Kişisel veriler, kişinin kişisel değerleri, malvarlığı değerleri, ya da içinde bulunduğu fiziksel ve sosyal çevre ile ilgili olabilir.
Günümüzde dijitalleşmenin hızla artması ve özellikle sosyal medya kullanımının hızla yaygınlaşması ile birlikte kişisel verilerin korunması hususu büyük önem kazanmıştır. Kişisel bilgiler, bankalar, alışveriş siteleri, hastaneler ve buna benzer pek çok alanda elektronik ortamda kayıt altına alınmakta, ayrıca kişiler tarafından gerek sosyal medya gerekse diğer birçok mecrada serbestçe yayılmaktadır. Bu husus kişisel verilerin korunması konusunda tedbirli ve dikkatli olunmasını gerektirmiştir, kişisel verilerin korunması hususunda cezai yaptırımların meydana gelmesini sağlamıştır.
Elektronik ortamda saklanan kişisel veriler, yine elektronik ortam üzerinden çalınabildiği gibi; kişiler kendi verilerini kendi fiilleri ile de yayabilmektedir. Ancak buradaki ayrım, kişisel verilerin kendi isteği ile yayılması halinde dahi üçüncü kişiler tarafından kullanılıp kullanılamayacağı hususundadır.
Kişisel verilerin korunmasına ilişkin anayasal düzenleme, Anayamızın “Temel Haklar ve Ödevler” başlıklı ikinci kısmının “Kişinin Hakları ve Ödevleri” başlıklı ikinci bölümü altında düzenlenen “IV. Özel Hayatın Gizliliği ve Korunması” başlıklı hükümleri altında yer alan, “Özel Hayatın Gizliliği” başlıklı 20. maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir:
“Herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir. Bu hak; kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar. Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usuller kanunla düzenlenir”
Kişisel verilerin işlenme şartları KVKK’nın 5. Maddesinde belirlenmiştir;
(1) Kişisel veriler ilgili kişinin açık rızası olmaksızın işlenemez.
(2) Aşağıdaki şartlardan birinin varlığı hâlinde, ilgili kişinin açık rızası aranmaksızın kişisel verilerinin işlenmesi mümkündür:
a) Kanunlarda açıkça öngörülmesi.
b) Fiili imkânsızlık nedeniyle rızasını açıklayamayacak durumda bulunan veya rızasına hukuki geçerlilik tanınmayan kişinin kendisinin ya da bir başkasının hayatı veya beden bütünlüğünün korunması için zorunlu olması.
c) Bir sözleşmenin kurulması veya ifasıyla doğrudan doğruya ilgili olması kaydıyla, sözleşmenin taraflarına ait kişisel verilerin işlenmesinin gerekli olması.
ç) Veri sorumlusunun hukuki yükümlülüğünü yerine getirebilmesi için zorunlu olması.
d) İlgili kişinin kendisi tarafından alenileştirilmiş olması.
e) Bir hakkın tesisi, kullanılması veya korunması için veri işlemenin zorunlu olması.
f) İlgili kişinin temel hak ve özgürlüklerine zarar vermemek kaydıyla, veri sorumlusunun meşru menfaatleri için veri işlenmesinin zorunlu olması.
Kişisel veriler şu şekilde listelenebilir;
*İsim/Soy isim
*Telefon numarası
*Adres
*Kimlik numarası
*Fotoğraf
*Görüntü
*İmza
2.KİŞİSEL VERİLERİ YAYMA SUÇU NEDİR?
TCK 136. Madde – Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme
1)Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
2)Suçun konusunun, Ceza Muhakemesi Kanununun 236. maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları uyarınca kayda alınan beyan ve görüntüler olması durumunda verilecek ceza bir kat artırılır.
Türk Ceza Kanunu’nun 136. Maddesinde, kişisel verileri hukuka aykırı verme veya ele geçirme suçu düzenlenmiştir. Kanun maddesine göre suçu oluşturan fiiller, verileri verme, yayma ve ele geçirme olarak tanımlanmıştır.
Verme ile yayma arasındaki fark; vermede bir kişiye ulaştırılması söz konusu iken, yaymada birden fazla kimseye dağıtılması söz konusu olabilmektedir. Ele geçirme fiili, hukuka aykırı olarak ve kişinin rızası olmaksızın kişisel bilgilerin elde edilmesidir.
Verme, bir kimsenin elindeki bir şeyi bir diğerine sunması; yayma, bir kimsenin elindeki bir şeyi birden fazla kimsenin bilgisine sunması, birden fazla kimseye vermesi, ulaştırması; ele geçirme ise, bir kimsenin bir başkasının elinde olan bir materyali onun rızası dışında veya rızasıyla elde etmesi anlamlarına gelmektedir. Örneğin bir hastane yasal yollardan elde ettiği bir kimsenin iletişim bilgilerini bir başkasını verirse, bu husus verme sayılacak; iletişim bilgilerini sosyal medyada paylaşırsa, bu husus yayma olarak adlandırılacak; iletişim bilgileri elinde olmayan bir başka kimse hastaneden bunu almak için çabalayıp alırsa ele geçirme söz konusu olacaktır.
Telefon görüşmesini gizlice kaydetmek, birinin fotoğraflarını başka yerlerde kullanmak, kişinin iletişim bilgilerini rızası dışında başka kişilere vermek, kişisel verileri koruma kanuna aykırı olup ele geçirme ve yayma suçlarına örnek teşkil eder.
3.SOSYAL MEDYA VE KİŞİSEL VERİLERİN ELE GEÇİRİLMESİ ARASINDAKİ İLİŞKİ NEDİR?
Yukarıda da açıklandığı gibi, kişisel veriler yalnızca başkaları tarafından yayılmamakta, kişinin kendi davranışları ile de yayılabilmektedir. Günümüzde sosyal media oldukça yoğun şekilde kullanılmakta olup, kişiler gittikleri yerleri, birlikte oldukları kişileri, adreslerini, araçlarını, iş yerlerini, kısacası hayatlarına ilişkin birçok ayrıntıyı kendi fiilleri ile paylaşmaktadır. Elbette bu durum kişisel verilerin suçunu oluşturmamakta ise de, söz konusu paylaşımların üçüncü kişiler tarafından alınıp farklı yerlerde ve farklı amaçlarla paylaşılması mümkün olabilmektedir. Bu durumda kişinin kendi rızası ile yaydığı kişisel bilgileri başkası tarafından ele geçirilmiş mi olacak, yoksa bu husus başkası tarafından yayma fiili kapsamında mı değerlendirilecektir?
Yargıtay 12. Ceza Dairesi kararlarında; kişilerin kendi sosyal medya profillerinde paylaştıkları ve kişisel veri niteliğindeki fotoğrafların kopyalanarak kişileri küçük duruma düşürmek amacıyla hazırlanan bir video içeriğinde kullanılması olayında, mezkur fotoğrafların kişilerin günlük kıyafetleriyle ve poz vererek çektikleri fotoğraflar olduklarına; bir başka kararına konu olayda ise bir kadının, arkadaşının düğününde poz vererek çektirdiği fotoğrafın başkalarının görmesini ve bilmesini istemeyeceği özel yaşam alanına ilişkin bir görüntü olarak kabul edilemeyeceğine, ancak bunların kişisel veri olduğuna, bu fotoğrafın hukuka aykırı surette başkalarına yayılmasının TCK’nin 134/ 2 fıkrası uyarınca özel hayatın gizliliğini ihlal değil, 136/ 1 maddesinde tanımlanan verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunu oluşturduğuna kanaat getirmiştir.
Yargıtay kararlarından da görüleceği üzere, kişilerin kendi iradeleri ile yapmış oldukları paylaşımların, izinleri olmadan başka mecralarda kullanılması ele geçirme veya yayma suçunu oluşturur. Bu durumda, sosyal medyada yapılan kişisel verilere ilişkin paylaşımlar her ne kadar kişinin kendi iradesi ile yapılmış ise de, bu paylaşımların başka kişilerce rıza dışı kullanılması suç unsurudur.
4.KİŞİSEL VERİLERİ ELE GEÇİRME VE YAYMA SUÇUNUN CEZASI NEDİR?
Kişisel verilerin ele geçirilmesi ve yayılması suçunun cezası 2 yıldan 4 yıla kadar hapis olarak öngörülmüş olmakla birlikte, suçun nitelikli hali söz konusu olduğunda hapis cezası 6 yıl ile 9 yıl arasında olacaktır. Örneğin suçun kapsamında saldırı, nitelikli cinsel istismar, görevi kötüye kullanma vb. durumlar varsa suçun cezası arttırılır.
Avukat Busem Erdoğan İskurt
Avukat Hüseyin Acar
Reşit Hukuk&Danışmanlık