İHTİYATİ HACİZ: HUKUKİ ETKİSİ VE UYGULAMASI
İhtiyati haciz, uzun süren yargılamalar esnasında borçluların kötü niyetli davranışlarıyla alacaklıların alacağını elde etmesini engelleyici davranışların defi amacıyla oluşturulmuş bir geçici hukuki koruma müessesesidir. Dava veya takibin amacını ve işleyişini tehlikeye düşürmemek için 2004 sayılı İcra İflas Kanunu 257. Madde hükmü ile düzenlenmiş bu korumanın belirli şartları bulunmaktadır. Özellikle icra takibiyle sıkı bir ilişki içerisinde görünse de bu koruma, alacağının tahsilini güvence altına almak isteyen her alacaklının başvurabileceği bir korumadır.
İhtiyati haciz neticesinde borçlunun malvarlığı üzerindeki tasarruf yetkisi daralır ve alacaklının alacağının tahsil edilmesini engelleyecek yahut engellemeyecek hiçbir işlem yapamaz hale gelir. Bu şekilde uzun süren dava ve yargılama prosedürleri esnasında alacaklıların yaşayacağı hal kayıplarını önler.
İhtiyati Haciz Talebinin Şartları
İhtiyati haciz, ihtiyati tedbire göre daha dar kapsamlı olup kanun tarafından özel bazı şartlara bağlanmıştır. İcra İflas Kanunu uyarınca htiyati haciz ancak vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş bir para borcunun alacaklısı tarafından talep edilebilir. Ancak borçlunun muayyen bir yerleşim yeri yoksa yahut borçtan kurtulmak amacıyla mallarını gizleme, kaçırma veya kendisi kaçmaya çalışmaktaysa, bu şüphesinde haklı olan alacaklı da vadesi gelmemiş bir borcu hakkında ihtiyati haciz talebinde bulunabilir.
İhtiyati haciz kararı alınabilmesi için üç temel şart aranmaktadır: mevcut alacağın bir para alacağı olması, bu alacağın rehinle teminat altına alınmamış olması, alacağın vadesi gelmiş muaccel bir alacak olması.
Uygulamada bu şartlar değerlendirilirken borcun özel durumuna dair sair hususlar da mahkemece dikkate alınmaktar. Örneğin Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 02/03/2016 Tarih ve 2016/2077 Esas – 2016/2270 Karar sayılı kararında “Kanun hükmü uyarınca ihtiyati hacze karar verilebilmesi için varolması gereken şartlardan biri de alacağın rehinle temin edilmemiş bir alacak olması iken, şayet rehin tutarı borcu karşılamayacak miktardaysa, rehin tutarının borcu karşılamadığı kısım için de ihtiyati haciz talebinde bulunulması mümkündür.
Bu itibarla, mahkemece borcun yalnız rehinle teminat altına alınmamış olması değil, ne kadarlık bir kısmının rehinle teminat altına alınmış olup olmadığı da önem arz etmiş, sırf teminat gerekçe gösterilerek ihtiyati haciz talebinin reddi hukuka uygun bulunmamıştır.
İhtiyati Haciz ve İhtiyati Tedbir Arasındaki Fark
İki kurum da geçici bir hukuki koruma olarak nitelendirilebilir ancak farklı amaçlara hizmet ederler. İhtiyati haciz kurumu yalnız bir para alacağı söz konusu olduğunda talep edilebilirken ve borçlunun herhangi bir malı üzerine haciz konulmasını mümkün kılarak o malın karşılığında elde edilecek parayla alacaklının tatmini sağlanırken; ihtiyati tedbir kurumu para alacağı dışındaki hak taleplerinde, örneğin bir taşınır veya gayrimenkulün devrinin engellenmesi amaçlandığı takdirde devreye girebilir. Yani ihtiyati haciz gibi para alacağını karşılamak için borçlunun herhangi bir malın değil, dava konusu mal veya hakkın mevcudiyetinin korunması amaçlanır.
İhtiyati Haczin Hukuki Etkileri
İhityati haciz kararı geçici bir koruma yöntemi olup borçlunun malı üzerinde kesin bir haciz etkisi doğurmaz, ancak yargılama sonuçlanana kadar hüküm ifade eder. Dolayısıyla malın satışı mümkün değildir, ancak bozulma veya değer kaybına uğrayabilecek nitelikte bir mal varsa satılabilir. Mahkeme kararı kesinleşene kadar ihtiyatş haciz geçerliliğini koruyacaktır.
İhtiyati Haciz Yargılaması ve Uygulama Süreci
İhtiyati haciz alacaklı tarafından dava açılmadan önce, dava açılması esnasında veya dava sürerken borçlunun mallarını kaçıracağına dair şüphe duyarsa talep edilebilir.
Görevli ve Yetkili Mahkeme
İhtiyati haciz bakımından İİK’da özel bir düzenleme bulunmadığından görevli ve yetkili mahkemenin belirlenmesinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun görev ve yetkiye ilişkin düzenlemelerine atıf yapmak gerekecektir. Bu kanundaki düzenlemelere göre görevli ve yetkili mahkeme her somut olaya özgü olarak belirlenmelidir. Eğer bir ilamsız icra takibi görülmekteyse o icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesi ihtiyati haciz talebi için de yetkili olacaktır. Dava açıldıktan sonraki ihtiyati haciz taleplerinde ise ancak alacağın görüldüğü davaya bakan mahkemeden ihtiyati haciz talep edilebilir.
İspat ve Teminat
İhtiyati haciz kurumu her ne kadar kötü niyetli borçlunun tasarruflarını engellemek amacıyla kullanılmak istense de kötüniyetli alacaklılar tarafından da kullanılabilmektedir. Bu nedenle mahkemenin alacaklının ihtiyati haciz talebini kabul edebilmesi için İcra İflas Kanunu madde 258 uyarınca alacaklının alacağı ve haciz nedenleri hakkında kanaat oluşturabileceği derecede delil sunabilmesi ve alacağının bulunduğuna dair iddiasını güçlü derecede ispat etmesi gerekir. Bu ispattan tam bir ispat anlaşılmamalı, ihtiyati haciz korumasının yargılama esnasında henüz mahkeme karar vermemişken uygulanan geçici bir koruma tedbiri olduğunu unutmamak gerekir. Bu nedenle alacaklının yaklaşık bir ispat ölçüsünğ tutturması mahkeme nezdinde ihtiyati hacze hükmedebilmesi için yeterlidir.
"İhtiyati haciz talep eden alacaklıdan, haksız çıkması halinde borçlunun uğrayacağı muhtemel zararların karşılanmasını temin etmek amacıyla teminat alınır. Ancak alacak bir ilama dayanıyorsa teminat aranmaz. İlama dayanmayan ancak ilam hükmünde bir belgeye dayalı alacaklar için teminat alınıp alınmaması mahkemenin takdirine bağlıdır."
Yukarıda açıklanan ihtimalde, ihtiyati haciz kararının uygulanmasında yaklaşık ispat ilkesi geçerli olduğundan, alacaklının haksız çıkma ihtimali de dikkate alınarak, İcra ve İflas Kanunu’nun (“İİK”) 259. maddesi uyarınca kural olarak alacaklıdan belli bir teminat alınması gerekmektedir. İşbu madde uyarınca, alacağın ilama bağlı olması durumunda teminat aranmayacağı, ayrıca ilamın kesinleşmiş olmasının da şart olmadığı düzenlenmiştir. Bunun yanında, alacağın ilam niteliğinde bir belgeye dayanması halinde, teminatın gerekip gerekmediğinin mahkemece takdir edileceği belirtilerek teminat yatırma zorunluluğuna ilişkin istisnalar ortaya konulmuştur.
Mahkemelerin teminat miktarını ve türünü belirlemede geniş takdir yetkisi bulunmakla birlikte, uygulamada genellikle alacak miktarının %10 ila %15’i oranında teminat yatırılmasına karar verilmektedir. İhtiyati haciz kararının icrası, ancak mahkeme veznesine belirtilen teminatın yatırılmasından sonra mümkün olabilmektedir. Bununla birlikte, başlatılan icra takibinin itirazsız kesinleşmesi veya borçlunun teminatın iadesine açıkça rıza göstermesi gibi durumlarda, yatırılan teminatın alacaklıya iadesi sağlanabilecektir.
Diğer taraftan, bazı kanuni düzenlemelerle belirli kişi ve kurumlar teminat yükümlülüğünden muaf tutulmuştur.
İhtiyati Haciz Kararı Verilmesinde “Sürpriz Etki”
Alacaklının alacağını ispat etmesi, mahkemeden ihtiyati haczi talep etmesi ve mahkemenin de yargılama esnasında talep hakkında karar vermesi gibi süreçlerin en kısa sürede yapılmaması, borçlunun mallarını kaçırması gibi alacaklının alacağının tehlikeye düşmesine neden olabilir. Bu tür bir tehlike mevcutsa, mahkeme genel hukuk normları ve emredici kuralların aksine borçluyu hiç dinlemeden, duruşmasız olarak ihtiyati hacze karar verebilir. Uygulamadaki eğilim de bu yöndedir, zira borçlu malları üzerinde tasarruf yetkisinin kısıtlanmasına dair karar verilirken duruşma sürecine dahil olsa ve bu tehlikeyi bilse; mahkeme karar verene kadar mallarını kaçırma eğiliminde olacak ve ihtiyati hacizle amaçlanan o “sürpriz etki” ile tasarruf yetkisi kısıtlanarak tedbirin amacı gerçekleştirilemeyecekti. İhityati haciz doğası gereği borçluyu etkisiz bırakmalı ve ivedilikle icrası gereken bir müessese olduğundan burada borçlunun adil yargılanma ve hukuki dinlenme hakkından mahrum kaldığını söylemek mümkün olmayacaktır. Zira Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 27’ye atıfla hukuki dinlenilme hakkından feragat edilmediği, ancak bu hakkın itiraza bağlandığı ve yargılamanın en sonunda kullanılabileceği söylenebilecektir.
İşbu sebeplerle ihtiyati haciz kararı verilirken sadece alacaklının değil borçlunun da haklarının gözetilmesi ve borçlu ile alacaklı arasındaki menfaatler dengesinin gözetilmesi gerekmektedir.
İhtiyati haczin kaldırılması
1.İhtiyati Hacze Karşı İtiraz
İcra İflas Kanunu madde 265,
"Borçlu, kendisi dinlenmeden verilmiş olan ihtiyati haciz kararına, kararın kendisine tefhim veya tebliğinden itibaren yedi gün içinde itiraz edebilir. İtiraz sebepleri, ihtiyati haczin sebeplerine, yetkiye veya teminata ilişkin olabilir. İhtiyati haciz kararı borçlunun dinlenmesinden sonra verilmişse bu karara itiraz edilemez."
Kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haciz kararına karşı, borçlu veya bu kararla menfaati ihlal edilen üçüncü kişiler itiraz edebilir. Ancak, borçlu dinlendikten sonra ihtiyati haciz kararı verilmişse, bu durumda sonradan ihtiyati hacze itiraz edilmesi mümkün değildir. İhtiyati hacze yönelik itiraz, ihtiyati haciz nedenlerine, yetkiye veya teminata ilişkin olarak yapılabilir.
İtiraz üzerine verilen karara karşı, istinaf kanun yoluna başvurulması mümkündür. Ancak önemle belirtilmelidir ki istinaf başvurusu, ihtiyati haciz kararının icrasını kendiliğinden durdurmaz.
İhtiyati hacze itiraz, 7 günlük hak düşürücü süreye tabidir. Bu süre; ihtiyati haciz kararı borçlu huzurunda uygulanmışsa haczin uygulandığı tarihten, borçlunun yokluğunda uygulanmışsa haciz tutanağının borçluya tebliğ edildiği tarihten itibaren işlemeye başlar.
İtiraz üzerine mahkeme, tarafları duruşmaya çağırır ve itirazın esasına ilişkin inceleme yapar. Tarafların geçerli bir mazeret olmaksızın duruşmaya katılmaması halinde dahi dosya işlemden kaldırılmaz; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda itirazın kabulüne veya reddine karar verilir.
2.İhtiyati Haczin İptali
Borçlu ihtiyati hacze itiraz etmek dışında ikinci bir yol olarak borcuna karşılık bir teminat göstererek de ihtiyati haczin kaldırılmasını isteyebilir. Borçlu, para yahut mahkemece kabul edilebilecek sair haklar, rehin, tahvilat depo etmek, bir banka kefaleti sunmak vb. şartları ile ihtiyati haczin kaldırılmasını mahkemeden talep edebilir.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 07/06/2024 Tarih 2023/3601 Esas 2024/3120 sayılı kararında,
…hem borçlu nezdinde uygulanan ihtiyati haciz kararının dayanağı vergi raporu incelendiğinde, hem de dosyada borçlunun malını kaçırma cihetine girdiği, yahut kaçması imkanının bulunduğuna dair somut bilgi veya belgenin bulunmaması nedeniyle ihtiyati haciz uygulamasının dayanağının tam olarak ortaya konulmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Tamamlayıcı Merasim
Mahkemenin ihtiyati haciz kararına hükmetmesinin ardından alacaklı tarafından karar tarihinden itibaren 10 gün içerisinde kararı veren mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesinden kararın infazının istenmesi gerekir. Aksi halde karar kendiliğinden kalkar.
Alacaklının, dava açılmadan veya takip başlatılmadan önce ihtiyati haciz kararı alması durumunda, bu kararın kendisine tebliğinden itibaren 7 gün içinde dava açması veya icra takibini başlatması zorunludur. Bu sürece "ihtiyati haczi tamamlayıcı merasim" adı verilir. Alacaklının, kanunda belirtilen bu süre içerisinde hiçbir eylemde bulunmaması halinde, ihtiyati haciz kararı kendiliğinden düşecektir.
Borçlunun başlatılan icra takibine itiraz etmemesi, itirazının icra müdürlüğü tarafından kaldırılması ya da mahkemece iptal edilmesi durumunda, ihtiyati haciz kesin hacze dönüşür ve haczedilen malların satışı talep edilebilir.
SONUÇ
İhtiyati haciz, alacaklının haklarını koruma altına almayı amaçlayan etkili bir hukuki mekanizmadır. Ancak bu süreçte alacaklının yasal sürelere ve ispat yükümlülüklerine dikkat etmesi büyük önem taşır. İhtiyati haczin yanlış uygulanması durumunda, alacaklı ciddi sorumluluklarla karşılaşabilir. Dolayısıyla, ihtiyati haciz talebi öncesinde hukuki danışmanlık alınması önerilir.
İhtiyati Haciz Talebi Dilekçe Örneği
XXX NÖBETÇİ TİCARET MAHKEMESİNE
İHTİYATİ HACİZ İSTEYEN ALACAKLI:……………………………………
VEKİLİ: …………………………………………………………….….AV. xxxxx
BORÇLU:………………………………………………………………………….
TALEP KONUSU: …………………………………………………….….xxxxTL
AÇIKLAMALAR:
Müvekkilim ……. borçlu ………. ’den xxxx TL alacağı bulunmaktadır.
Borçlu tarafa yaptığımız sözlü başvuruların neticesiz kalması ve borçlunun borcunu ödemeye yanaşmaması üzerine yalnız takibin akim kalması tehlikesi mevcuttur. Bu nedenle borçlunun mal kaçırma cihetine gittiğine dair müvekkilin duyduğu haklı endişe sebebiyle ihtiyati haciz kararı almak zarureti doğmuştur.
HUKUKİ NEDENLER : İ.İ.K. Maddeleri ve ilgili hükümler
NETİCE VE TALEP :
İzah edilen nedenlerden dolayı müvekkilin alacağı olan xxxxTL miktarı karşılamak üzere borçlunun menkul, gayrimenkul ve üçüncü şahıslarda bulunan alacakları üzerine borçluya haber verilmeksizin ve duruşma yapılmaksızın ihtiyati haciz kararı verilmesini arz ve talep ederim.
Stj. Av. Aycan Betül Yılmaz
Av. Hüseyin Acar