1.İDARİ DAVA NEDİR ?
İdari davalar, idarenin eylem ve işlemlerine karşı açılan davalardır. Bu davanın bir tarafını idare oluşturmaktadır.
İdari eylem, idarenin faaliyetlerinden oluşmaktadır.
İdari işlem; idari makamların, idare işlevine yönelik olarak kamu gücü kullanarak tesis etmiş oldukları hukuki işlemlerdir. Söz konusu işlemler idare hukuku alanında sonuç doğurmaktadır. İdari işlemin icrailik, tek yanlılık, re'sen icra edilebilirlik, hukuka uygunluk karinesinden yararlanma, yargısal denetime tabi olma gibi özellikleri bulunmaktadır.
İcrailik, idari işlemin hukuk düzeninde sonuç doğurması anlamına gelmektedir. İdarenin icrai işlemleri ilgili kişilerin hukuki durumları üzerine etki eder; ilgililer için yeni hukuki durum yaratabileceği gibi var olan bir durumu değiştirebilir ya da ortadan kaldırabilir.
Tek yanlılık, idarenin idari işlem tesis ederken ikinci bir irade açıklamasına gerek duymamasıdır. Bu nedenle idare, idari işlem yaparken kural olarak ilgilisinin rıza ve muvafakatine bağlı değildir.
Re’sen icra edilebilirlik, idarenin işlemlerini yerine getirirken başka makamdan izin almaya gerek duymamasıdır.
Hukuka uygunluk karinesinden yararlanma ilkesi, idari işlemin iptal edilinceye kadar hukuka uygun sayılır ve işlem uygulanmaya devam edilir. Anayasanın 125.maddesinde idari işlemin uygulanmasının devam edilmesinin istisnası olarak YÜRÜTMENİN DURDURULMASI KARARI düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre ‘‘İdari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda gerekçe gösterilerek yürütmenin durdurulmasına karar verilebilir.’’
Yargısal denetime tabi olması, idari işleme karşı yargı yolunun açık olması anlamına gelmektedir. Anayasamızın 125.maddesinde bu ilke ‘’ İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır.’’ şeklinde açıklanmıştır. Ancak söz konusu yargısal denetim ANCAK işlemin hukuka uygun olup olmadığının incelenmesi şeklindedir. Nitekim bu husus Anayasanın aynı maddesinde şu şekilde açıklanmıştır : ‘‘Yargı yetkisi, idarî eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olup, hiçbir surette yerindelik denetimi şeklinde kullanılamaz. Yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilemez. ’’ Anayasada düzenlenen bu hüküm İdari Yargılama Usulü Kanununda ‘’ İdari yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. İdari mahkemeler; yerindelik denetimi yapamazlar, yürütme görevinin kanunlarda ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremezler.’’ Şeklinde düzenlenmiştir.
2.İDARİ DAVALAR NEREDE AÇILIR?
2576 Sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri Ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu Ve Görevleri Hakkında Kanunda da belirtildiği üzere Türk İdari Yargısı idare mahkemeleri, vergi mahkemeleri, bölge idare mahkemeleri ve Danıştay’dan oluşmaktadır. Söz konusu mahkemelerde davanın nasıl açılacağı, hangi sürede açılacağı ve yargılamanın nasıl yürütüleceği 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununda düzenlenmiştir.
3.İDARİ DAVA TÜRLERİ NELERDİR ?
2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2.maddesine göre idari dava türleri şunlardır:
1.İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları,
2.İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,
3.Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar.
Tam yargı davasının açılabilmesi için 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 13.maddesi gereğince idareye başvurulması gerekmektedir. Maddede bu husus şu şekilde açıklanmıştır :
‘‘İdari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka süretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gereklidir. Bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında otuz gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren, dava süresi içinde dava açılabilir.’’
4.İDARİ DAVALARDA DAVA AÇMA SÜRESİ NE KADARDIR ?
2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7.maddesine göre Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gündür.
Sürenin ne zaman başlayacağı aynı maddenin 2.fıkrasında düzenlenmiştir :
a) İdari uyuşmazlıklarda; yazılı bildirimin yapıldığı,
b) Vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarından doğan uyuşmazlıklarda: Tahakkuku tahsile bağlı olan vergilerde tahsilatın; tebliğ yapılan hallerde veya tebliğ yerine geçen işlemlerde tebliğin; tevkif yoluyla alınan vergilerde istihkak sahiplerine ödemenin; tescile bağlı vergilerde tescilin yapıldığı ve idarenin dava açması gereken konularda ise ilgili merci veya komisyon kararının idareye geldiği; Tarihi izleyen günden başlar.
Adresleri belli olmayanlara özel kanunlarındaki hükümlere göre ilan yoluyla bildirim yapılan hallerde, özel kanununda aksine bir hüküm bulunmadıkça süre, son ilan tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün sonra işlemeye başlar.
İlanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresi, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlar. Ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililer, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilirler. Düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olması bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmaz.
5.YANLIŞ YERDE DAVA AÇILMIŞ OLMASI DURUMUNDA YAPILMASI GEREKEN NEDİR ?
Davanın sehven yanlış yerde açılmış olması durumlarını gözeterek kanunkoyucu 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununa 8.maddeyi eklemiştir. Bu maddeye göre;
Çözümlenmesi Danıştayın, idare ve vergi mahkemelerinin görevlerine girdiği halde, adli yargı yerlerine açılmış bulunan davaların görev noktasından reddi halinde, bu husustaki kararların kesinleşmesini izleyen günden itibaren otuz gün içinde görevli mahkemede dava açılabilir. Görevsiz yargı merciine başvurma tarihi, Danıştaya, idare ve vergi mahkemelerine başvurma tarihi olarak kabul edilir.
Stajyer Avukat Sema Nur Deveci Ustundağ
Avukat Hüseyin Acar
Reşit Hukuk & Danışmanlık