İCRA TAKİBİ VE AŞAMALARI

İCRA TAKİBİ VE AŞAMALARI

İCRA TAKİBİ VE AŞAMALARI

İcra takibi, İcra ve İflas Kanunu’na (İİK) dayanarak alacaklı olduğunu iddia eden tarafın alacağını tahsil etmek amacıyla başvurduğu bir yargı sürecidir. İcra takibinin amacı, alacaklının alacağını yasal yollarla tahsil etmek olup, bu süreçte çeşitli yöntemler ve aşamalar bulunmaktadır.

İcra Takibi Nedir?

İcra takibi, alacaklının alacağını, borçlunun rızasına dayanmadan, yasal yollarla tahsil etmesini sağlayan bir süreçtir. İcra takibi; alacaklı tarafından Takip Talebi düzenlenip, İcra Dairesine sunulmasıya başlar ve icra dairesi talebi haklı ve kanuna uygun bulursa 3 gün içerisinde “Ödeme Emri” düzenler. Bu başvuru sonucunda alacaklıya, borçluya karşı cebri icra yoluyla alacaklarını tahsil etme imkanı sağlanır.

Cebri İcra Nedir?

Cebri icra zor kullanma kavramını da içinde barındırdığından borçlunun alacaklıya olan borcunu ödememesi halinde devlet zoru ile borcunu ifaya zorlanması anlamına gelmektedir. Mahkemenin vereceği karar sonrası borcun varlığına kanaat getirilirse, ve bu hükmün gereği yerine getirilmezse, yani borçlu borcunu ifa etmezse cebri icra gündeme gelecektir.

Cebri icra, icra takibinin nihai aşamasıdır ve en etkili yoldur. Bu süreçte, icra müdürlüğü tarafından haciz işlemleri, borçlunun mallarına el konulması ve satış işlemleri yapılabilir.

İlamlı ve İlamsız İcra Takibi

  1. İlamlı İcra: İlamlı icra, bir mahkeme kararına (ilam) dayalı olarak yapılan icra takibidir. Mahkeme, daha önce açılmış bir dava sonucunda alacaklının talebini değerlendirip bir karar verir ve bu karar doğrultusunda alacaklı, İcra Müdürlüğüne başvurarak icra takibini başlatabilir. Örneğin, bir boşanma davası sonucunda belirlenen nafaka borcu veya bir alacak davası sonucu hükmedilen alacak için yapılacak icra takibi ilamlı icra olur.
  2. İlamsız İcra: İlamsız icra takibi, alacaklının elinde herhangi bir mahkeme kararı bulunmaksızın, yalnızca alacaklının borçluya karşı elinde bulundurduğu yazılı bir belgeye dayanarak başlatılabilir. Bu tür icra takibi için alacaklının, borçluya karşı bir alacak belgesi (senet, fatura vb.) sunması gerekmektedir. İİK 68. maddesi gereği, ilamsız takip için alacaklı, İcra Müdürlüğüne takip talebi sunarak, alacağın borçluya karşı takibini başlatabilir. İlamsız icra takibi, genel haciz yoluyla icra takibi; kambiyo senetlerine (poliçe, bono, çek) mahsus icra takibi; kiralanan taşınmazların ilamsız tahliyesi; rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip olmak üzere dört farklı türde takip şeklinde ekle alınabilir. Bu takip türlerinin işleyişleri birbirinden farklıdır.

İcra Takibi Nasıl Başlatılır ve Süreci Ne Kadardır?

İcra takibi, alacaklının yazılı başvurusu ve gerekli belgelerle (alacak belgesi, kimlik bilgileri vb.) İcra Müdürlüğü’ne yapılır. İcra müdürlüğü, başvuruyu inceleyerek kabul ettikten sonra borçluya bir ödeme emri gönderir. Borçlu bu ödeme emrini aldıktan sonra 7 gün içinde ödeme yapmadığı takdirde, icra takibi süreci devam eder.

Davanın ne kadar süreceği, borçlunun ödeme yapıp yapmamasına, itiraz edip etmemesine göre değişecektir. Eğer borçlu ödeme yaparsa, takip sonlanır. Ancak borçlu ödeme yapmaz ve itirazda bulunmazsa, haciz işlemleri başlatılır.

 

Ödeme Emri

İcra müdürü kendisine ulaşan takip talebi gereken şartları taşıyor ve usule uygunsa ödeme emri düzenleyerek süreci başlatacaktır. Ödeme emri ve muhtevası icra takibi açısından önemli bir husustur ki bu emir İcra İflas Kanunu madde 60 uyarınca açıklanan bilgileri içermek zorundadır. Bunlar;

 

. Alacaklının veya vekilinin banka hesap numarası hariç olacak şekilde takip talebindeki kayıtları

. Borcun ve takip giderlerinin 7 gün içinde icra dairesinin ödeme emrinde yazılı olan banka hesabına ödenmesi ihtarı

. Ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde borçlunun imzaya veya borca itiraz hakkı bulunduğunun ihtarı

. 7 gün içerisinde mal beyanında bulunma ihtarı

. 7 gün içinde borç ödenmezse ya da itiraz edilmezse cebri icraya devam edileceği ihtarı

. İcra müdürünün mühür ve imzasıdır.

 

İcra Tebligatı ve Haciz

İcra takibi başlatıldığında, borçluya bir ödeme emri tebliğ edilir. Bu tebligat, borçlunun borcu ve ödeme süresi hakkında bilgilendirilmesini sağlar. Tebligatın alındığı günden itibaren, borçlunun ödeme yapmaması durumunda, yedi gün içinde icra takibi başlar ve haciz işlemi yapılabilir.

Haciz işlemi, borçlunun malvarlıklarına el konulması işlemidir. Haciz işleminin, ödeme emri tebliğinden itibaren yedi gün içinde başlatılması mümkündür. Ancak, borçlunun ödeme yapmaması durumunda, alacaklı bir takip talebiyle haciz işlemini başlatabilir.

Alacaklı ödeme emrinin tebliğinden sonra ancak 1 sene içinde istenebilir, bir senenin geçmesinden sonra aynı ödeme emrine dayanılarak haciz talep edilemez. (İİK 78/2) Bununla borçlunun sürekli borç tehditi altında kalması önlenmek istenmiştir.

 

İcra Mahkemesi Görev ve Yetkileri

İcra takibiyle ilgili olarak çıkan anlaşmazlıklar, icra mahkemelerinde çözülür. İcra mahkemeleri, icra takiplerine dair çıkan itirazlar ve uyuşmazlıkları değerlendirerek karar bağlar. İcra mahkemesine başvuru, borçlunun ödeme emrine itiraz etmesi ya da haciz işlemlerine karşı haklı bir gerekçeyle itirazda bulunması halinde söz konusu olabilir. İcra mahkemesinin kararları, kararın kesinleşmesinden sonra icra işlemleri için bağlayıcıdır.

 

İcra Takibine İtiraz Nedir ve Nasıl Yapılır?

İcra takibine itiraz, borçlunun kendisine gönderilen ödeme emrine karşı, borca veya alacağa dair bazı itiraz haklarını kullanarak, icra takibini durdurma talebinde bulunmasıdır. İtiraz süreci, borçlunun alacak iddiasına yönelik savunma yapmasını sağlayarak hakkını korumasına yardımcı olur. Türk İcra ve İflas Kanunu’na (İİK) göre, itiraz hakkının kullanılabilmesi için belirli süreler ve şekil şartları bulunmaktadır. İtirazın nasıl yapılacağı, itirazın süresi ve türlerine dair detaylar aşağıda açıklanmıştır.

İcra Takibine İtiraz Süresi

İcra takibine karşı itiraz etmek isteyen borçlunun, ödeme emrinin tebliğ edilmesinden itibaren 7 gün içinde itirazda bulunması gerekmektedir. İtiraz süresi, tebligatın borçluya ulaştığı tarihten itibaren başlar. Bu süre içinde itiraz edilmezse, borçlunun borca yönelik itiraz hakkı sona erer ve icra takibi kesinleşir.

İtirazın Yapılacağı Yer ve Şekil

Borçlu, itirazını yazılı olarak veya sözlü şekilde ilgili icra dairesine yapabilir. Yazılı itiraz, dilekçe ile yapılır ve icra dosyasına sunulur. Sözlü itirazlar ise, icra dairesinde zabıt altına alınarak resmiyete kavuşturulur.

Borçlunun, itirazını gerekçelendirmesi önemlidir. İtirazın, borcun tamamına veya bir kısmına yönelik olabileceği gibi, ödeme emrindeki bazı usul eksikliklerine yönelik de yapılabilir. İtirazın gerekçesine göre, borçlu itirazında borcun varlığına, miktarına veya ödeme emrinde bulunan bir hataya dayanabilir.

İcra Takibine İtiraz Türleri

  1. Borca İtiraz: Borçlu, kendisine karşı başlatılan icra takibindeki borcun var olmadığı veya ödendiği gibi sebeplerle itiraz edebilir. Bu itiraz, icra takibini geçici olarak durdurur.
  2. Yetkiye İtiraz: Borçlu, takip işleminin yetkili olmayan bir icra dairesinde yapıldığını iddia ederek yetkiye itirazda bulunabilir. Örneğin, borçlunun ikametgahının dışında bir icra dairesinde yapılan takibe karşı yetki itirazı öne sürülebilir.
  3. İmzaya İtiraz: Senet gibi belgelerdeki imzaya itiraz, borçlunun imzanın kendisine ait olmadığını iddia etmesi durumunda yapılan itirazdır. İmza itirazı, daha çok kambiyo senetlerine dayalı icra takiplerinde ortaya çıkar. Bu itiraz, imzanın gerçek olup olmadığının araştırılması için mahkemeye başvurulmasını sağlar.

Ödeme emrine karşı itiraz edilmemesi durumunda takip kesinleşecektir ve borçlunun borcunu ödemesi yahut mal beyanında bulunması gerekecektir. Borçlu mal beyanında bulunmaz veya gerçeğe aykırı mal beyanında bulunursa alacaklının şikayeti dahilinde tazyik ile cezalandırılabilir. Ayrıca İİK madde 78 uyarınca borçluya karşı haciz de istenebilecektir.

 

İtirazın Hükümden Düşürülmesi Yolları

İİK madde 67, 68, 68/a, 68/b, 69

Borçlunun süresi içinde yaptığı itiraz, icra takibini geçici olarak durdurmaktadır. İtiraz sonrası icra müdürlüğü takibe dair tüm işlemleri askıya alır ve borçlunun itirazına karşı alacaklının sahip olduğu itirazın iptali yahut kaldırılması yolunu izleyebilmesi için alacaklıya itiraza karşı süre tanır. Bu süre içerisinde alacaklı itirazın kaldırılması veya iptali için İcra Hukuk Mahkemesine başvurabilir.

 

  1. İtirazın İptali Davası: Alacaklı, borçlunun itirazının haksız olduğunu düşünüyorsa, itirazın iptali için genel mahkemelerde dava açabilir. Mahkeme, borçlunun itirazını haksız bulursa, itirazın iptaline karar verir ve icra takibi kaldığı yerden devam eder. Bu tür davalarda, alacaklı haklı çıkarsa borçludan icra inkar tazminatı talep edebilir. İtirazın iptali davası sonucunda genel mahkemeden ilam alınacağı için alacaklı talebinde haklıysa bu dava sonucunda ilamlı icra yoluna da gidebilir, aynı şekilde borçlu da borcu olmadığı kanısında haklıysa itirazın iptali davası sonucunda borcu buluhnmadığına dair ilam elde edeceğinden alacaklının bir daha aynı borca dayanarak takip başlatması tehditinden de kurtulmuş olur.

 

  1. İtirazın Kaldırılması: Alacaklı, borçlunun itirazının kaldırılması için icra mahkemesine başvurabilir. Bu yol itirazın iptaline nazaran daha hızlı sonuç verir ve borçlu itirazın haksız olduğu kanaatine varılırsa, icra takibi kaldığı yerden devam eder.

İtirazın kaldırılması yolunun işletilebilmesi alacaklının elinde İİK madde 68’de bulunan belgelerin varlığına bağlıdır, bu belgeler borcun varlığına kanaat getirilebilmesi açısından oldukça mühim belgelerdir ki bu nedenle daha kısa sürede itirazı kaldırmayı mümkün kılar.

 

Bunlar; imzası ikrar edilmiş, kayıtsız şartsız borç ikrarı içeren adi senet, imzası noterlikçe onaylanmış senet, resmî dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dâhilinde ve usulüne göre verdikleri belgelerdir. Bu belgelerin kapsamına hangi belgelerin girdiği yargıtay içtihatlarıyla zamanla yerleşmektedir.

Örneğin alacağın temliki, sulh, ibra ve feragat sözleşmesi niteliğindeki bir belge aşağıdaki yargıtay kararıyla açıkça İİK madde 68 belgesi olarak anlaşılabilmektedir.

“Somut olayda, takip dayanağı belge, “alacağın temliki, sulh, ibra ve feragat sözleşmesi” başlıklı olup, belgede borcun konusunun, borçlunun alacaklıya ödeyeceği borç tutarının ve ödeme periyotlarının açıkça belirtildiği ve sözleşmenin taraflarca imzalandığı, borçlunun itiraz dilekçesinde belgedeki imzasına itiraz etmediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle takibe konu belge, mahkemece kabul edilenin aksine karşılıklı edimler yüklemeyip, yukarıdaki nedenlerle İİK 68/1. maddesi kapsamında imzası ikrar edilen kayıtsız şartsız borç ikrarını içeren bir belgedir. Bu durumda alacaklı, takibe konu alacağın İİK 68/1. maddesinde sayılan belgelerden biri ve bilirkişi raporuyla kanıtlamış, ancak borçlu, borca itirazını aynı nitelikte bir belgeyle ispat edememiştir. O halde mahkemece, itirazın kesin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçeyle istemin reddi isabetsizdir.”

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi E. 2014/16288 K. 2014/18982 T. 30.6.2014

 

Adıma İcra Takibi Açılmışsa Ne Yapmalıyım?

Eğer adına icra takibi açıldığını öğrenen bir kişi, ödeme yapmamışsa, borçluya ait olan alacakla ilgili yasal haklarını kaybetmemek için icra mahkemesine başvurarak itirazda bulunabilir. İtiraz, borçlunun ödeme yapmamış olması durumunda dahi, yasal haklarını koruma altına almasını sağlar. Bu süre zarfında borçlu, ödeme yapmadığı takdirde malvarlıklarına haciz konulabilir.

Ayrıca, borçlunun ödeme yapabilmesi için ödeme planı önerilebilir ve ödeme süresi konusunda anlaşmalar yapılabilir.

 

İcra takibi ne kadar sürer?

İcra takibi eğer makalemizde yer verdiğimiz itirazlardan ari şekilde işlemesi ve borçlunun da ödeme emrinin gereklerini yerine getirmesi ihtimalinde en fazla 15 gün içerisinde sonuçlanır. Ancak genelde takip hukuku bu kadar basit işlememektedir, bu nedenle borçlunun itiraz ihtimali yüksek olduğundan ve alacaklı da itirazı kaldırma yahut iptali yoluna gitmeyi tercih edeceğinden, icra mahkemelerinin de yoğunluğunu göz önüne aldığımızda en az 6-12 ay sürecek bir takipten bahsedebiliriz.

Bu çerçevede takibin sonuçlanması borçlunun mali durumuna, itiraz edip etmeyeceğine ve takibin yasal dayanakları ile takibe esas alınan belgelerin niteliğine bağlı olarak değişen takip süreleri söz konusu olacaktır. Bu hususta da her icra takibinin kendi konusu ve kapsamı nedeniyle standart bir süre öngörmek sağlıklı olmayacaktır.

 

Sonuç

İcra takibi, borçlunun yükümlülüklerini yerine getirmemesi durumunda alacaklının haklarını koruyan önemli bir süreçtir. Alacaklının başvurusu ile başlayan bu süreçte, icra müdürlükleri aracılığıyla, ilamlı ve ilamsız takipler ile alacakların tahsil edilmesi sağlanmaktadır. Borçlu, ödeme yükümlülüğünü yerine getirmezse, haciz işlemleri ve cebri icra uygulamaları devreye girebilir.

Hukukun her dalında olduğu gibi icra hukukunda da şikayet ve itiraz süreleri oldukça önemli olup, kaçırılması maddi ve somut olarak ciddi mal kayıplarına neden olabileceğinden; adınıza icra takibiyle karşı karşıya kaldığınızda bir avukata danışılması en sağlıklısı olacaktır.

 

Stj. Avukat Aycan Betül YILMAZ
Avukat Hüseyin ACAR