HAKSIZ REKABET SUÇU
Türk Ticaret Kanununun Dördüncü Kısmında 51.madde ve devamında Haksız Rekabet düzenlenmektedir. Kanunda, haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması olarak düzenlenmiştir. 51.maddenin 2.fıkrasında rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırı sayılmıştır.
Haksız rekabet suçları Türk Ticaret Kanununun 62.maddesinde düzenlenmektedir. 62.maddede fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde bu maddenin uygulanacağı belirtilmiştir. Bu nedenle anılan normun tali norm olduğu kuşkusuzdur.
SUÇLA KORUNAN HUKUKSAL DEĞER
Haksız rekabet suçuyla korunan hukuksal birden fazladır. Türk Ticaret Kanununun 51.maddesinde haksız rekabet hükümlerinin amaç dürüst ve bozulmamış bir rekabet ortamının sağlanmasıdır. Bu nedenle korunan ilk hukuksal değer rekabetin doğru ve dürüst olmasına yönelik güvendir. Ayrıca dürüstlüğe aykırı davranış ve uygulamalar piyasada yer alan tacirleri zarara uğratmaktadır. Bu nedenle korunan ikinci hukuksal değer zarara uğrayan rakiplerin ticari itibar ve saygınlığıdır. Dürüst olmayan , bozulmuş bir rekabet ortamı rakipler kadar tüketicilere de zarar vermektedir. Bu nedenle tüketici ve müşterilerin hakları da korunan hukuksal değerler arasındadır.
SUÇUN KONUSU
Suçun konusu failin hareketinin yöneldiği şeydir. Haksız rekabet suçunda fail dürüst ve bozulmamış rekabete yönelik hareketlerde bulunmaktadır. Bu nedenle suçun konusunu dürüst ve bozulmamış ekonomi oluşturur.
FAİL ve MAĞDUR
Haksız rekabet hükümleri ancak tacirlere uygulanacağından bu suçun faili tacirlerdir. Bu nedenle haksız rekabet suçu özgü suçtur. Türk Ticaret Kanununun 12.madde ve devamında tacirler düzenlenmektedir. Tacirler tüzel kişi tacir ile gerçek kişi tacir olmak üzere ikiye ayrılır. Tacir olmasa da tacir sayılan, tacir gibi sorumlu olanlar ile tacir hükümlerine tabi olanlar da vardır.
1.Tacir
a) Türk Ticaret Kanununun 12.maddesine göre bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir. Ticari işletme de esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir. (TTK 12/1)
b) Ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar. (TTK 16)
Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri ile kamu yararına çalışan dernekler ve gelirinin yarısından fazlasını kamu görevi niteliğindeki işlere harcayan vakıflar, bir ticari işletmeyi, ister doğrudan doğruya ister kamu hukuku hükümlerine göre yönetilen ve işletilen bir tüzel kişi eliyle işletsinler, kendileri tacir sayılmazlar. (TTK 16/2)
2.Tacir sayılanlar
Bir ticari işletmeyi kurup açtığını, sirküler, gazete, radyo, televizyon ve diğer ilan araçlarıyla halka bildirmiş veya işletmesini ticaret siciline tescil ettirerek durumu ilan etmiş olan kimse, fiilen işletmeye başlamamış olsa bile tacir sayılır. (TTK 12/2)
Kişisel durumları ya da yaptığı işlerin niteliği nedeniyle yahut meslek ve görevleri dolayısıyla, kanundan veya bir yargı kararından doğan bir yasağa aykırı bir şekilde ya da başka bir kişinin veya resmî bir makamın iznine gerek olmasına rağmen izin veya onay almadan bir ticari işletmeyi işleten kişi de tacir sayılır. (TTK 14/1)
3.Tacir gibi sorumlu olanlar
Bir ticari işletme açmış gibi, ister kendi adına, ister adi bir şirket veya her ne suretle olursa olsun hukuken var sayılmayan diğer bir şirket adına ortak sıfatıyla işlemlerde bulunan kimse, iyiniyetli üçüncü kişilere karşı tacir gibi sorumlu olur. (TTK 12/3)
Küçük ve kısıtlılara ait ticari işletmeyi bunların adına işleten yasal temsilci, tacir sayılmasa da ceza hükümlerinin uygulanması yönünden tacir gibi sorumlu olur. (TTK 13)
4.Tacir hükümlerine tabi olanlar
Tacire ilişkin hükümler donatma iştirakine de aynen uygulanır. (TTK 17)
Tüzel kişilerin bir suçun faili olup olamayacağı tartışmalıdır. Çünkü belli bir gayeye yönelik irade ile hareket edebilme yeteneği sadece insanlara özgüdür. Kanun koyucu da bu nedenle 63.maddede tüzel kişiler için özel bir düzenleme yapmıştır. Anılan düzenleme şu şekildedir :
‘‘Tüzel kişilerin işlerini görmeleri sırasında bir haksız rekabet fiili işlenirse 62 nci madde hükmü, tüzel kişi adına hareket eden veya etmesi gerekmiş olan organın üyeleri veya ortakları hakkında uygulanır. Haksız rekabet fiilinin bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, tüzel kişi hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine de karar verilebilir.’’
Yargıtay 19. Ceza Dairesinin 2018/8560 Esas , 2019/7566 Karar sayılı dosyasında haksız rekabet suçunun tüzel kişi tarafından işlenmesi durumunda suçun işlendiği sırada tüzel kişi adına hareket eden veya etmesi gereken organın üyeleri veya ortaklarının fail olarak sorumlu tutulacağına hükmedilmiştir:
‘‘Gerek 6102 sayılı Kanun'un 63. maddelerinde gerekse (mülga) 6762 sayılı Kanun'un 65. maddelerinde, haksız rekabet dolayısıyla cezai sorumluluğun; haksız rekabet eylemini gerçekleştirenin tüzel kişi olması halinde "tüzel kişi adına hareket eden veya etmesi gereken organın üyeleri veya ortakları" olacağının düzenlenmesi, suç tarihlerinde, "www.dengegazetesi.com.tr" internet sitesinin yer sağlayıcısının verdiği bilgiye göre içerik hizmetlerinin "...Basın Yayın İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti." tarafından yapıldığı ve hizmetin bu şirkete faturalandırıldığının bildirilmesi, ... Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen bilgiye göre şirketin müdürünün, en son 04.02.2002 tarihinde alınan kararla sanık ... olduğunun belirtilmesi karşısında…’’
58.maddede basın, yayın, iletişim ve bilişim kuruluşlarının sorumluluğu düzenlenmiştir. Buna göre haksız rekabet, her türlü basın, yayın, iletişim ve bilişim işletmeleriyle, ileride gerçekleşecek teknik gelişmeler sonucunda faaliyete geçecek kuruluşlar aracılığıyla işlenmişse, 56 ncı maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yazılı davalar, ancak, basında yayımlanan şeyin, programın; ekranda, bilişim aracında veya benzeri ortamlarda görüntülenenin; ses olarak yayımlananın veya herhangi bir şekilde iletilenin sahipleri ile ilan veren kişiler aleyhine açılabilir. Haksız rekabet suçunda 56.maddede sadece şikayet hakkı sahibi kişiyi belirlemek için uygulandığından 58.madde haksız rekabet suçuna uygulanamaz.
Haksız rekabet suçunda mağdur ise tüm toplum olarak karşımıza çıkmaktadır. 56.maddede sayılan kişiler ise suçtan zarar gören olarak karşımıza çıkmaktadır.
MADDİ UNSUR
Türk Ticaret Kanununun 62.maddesinde cezayı gerektiren hükümler düzenlenmiştir. Buna göre;
1.55 inci maddede yazılı haksız rekabet fiillerinden birini kasten işlemek
2.Kendi icap ve tekliflerinin rakiplerininkine tercih edilmesi için kişisel durumu, ürünleri, iş ürünleri, ticari faaliyeti ve işleri hakkında kasten yanlış veya yanıltıcı bilgi vermek
3.Çalışanları, vekilleri veya diğer yardımcı kimseleri, çalıştıranın veya müvekkillerinin üretim veya ticaret sırlarını ele geçirmelerini sağlamak için aldatmak
4.Çalıştıranlar veya müvekkillerden, işçilerinin veya çalışanlarının ya da vekillerinin, işlerini gördükleri sırada cezayı gerektiren bir haksız rekabet fiilini işlediklerini öğrenip de bu fiili önlememek veya gerçeğe aykırı beyanları düzeltmemek suç olarak düzenlenmiştir.
Suçun işleniş biçimlerine bakıldığında bu suçun seçimlik hareketli olduğu söylenebilir.
Maddede hangi fiillerin suç olarak değerlendirilmesi gerektiği açıkça düzenlenmemiştir. Zira 55.maddede haksız rekabet oluşturan hareketlerin başlıca sayılmıştır. Kanunda haksız rekabet olarak düzenlenmeyen ancak gerçekte haksız rekabet oluşturan hareketlerin de bu suçu oluşturacağı kabul edildiğinden suçta ve cezada kanunilik ilkesinin ihlal edildiği söylenebilir.
1. 55 inci maddede yazılı haksız rekabet fiillerinden birini kasten işlemek : Kanunda sayılan ilk hareket haksız rekabet fiillerinin kasten işlenmesidir. Türk Ticaret Kanununun 55.maddesinde haksız rekabet hâllerinin başlıcaları şu şekilde düzenlenmiştir:
a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle;
1. Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek,
2. Kendisi, ticari işletmesi, işletme işaretleri, malları, iş ürünleri, faaliyetleri, fiyatları, stokları, satış kampanyalarının biçimi ve iş ilişkileri hakkında gerçek dışı veya yanıltıcı açıklamalarda bulunmak veya aynı yollarla üçüncü kişiyi rekabette öne geçirmek,
3. Paye, diploma veya ödül almadığı hâlde bunlara sahipmişçesine hareket ederek müstesna yeteneğe malik bulunduğu zannını uyandırmaya çalışmak veya buna elverişli doğru olmayan meslek adları ve sembolleri kullanmak,
4. Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak,
5. Kendisini, mallarını, iş ürünlerini, faaliyetlerini, fiyatlarını, gerçeğe aykırı, yanıltıcı, rakibini gereksiz yere kötüleyici veya gereksiz yere onun tanınmışlığından yararlanacak şekilde; başkaları, malları, iş ürünleri veya fiyatlarıyla karşılaştırmak ya da üçüncü kişiyi benzer yollardan öne geçirmek,
6. Seçilmiş bazı malları, iş ürünlerini veya faaliyetleri birden çok kere tedarik fiyatının altında satışa sunmak, bu sunumları reklamlarında özellikle vurgulamak ve bu şekilde müşterilerini, kendisinin veya rakiplerinin yeteneği hakkında yanıltmak; şu kadar ki, satış fiyatının, aynı çeşit malların, iş ürünlerinin veya faaliyetlerinin benzer hacimde alımında uygulanan tedarik fiyatının altında olması hâlinde yanıltmanın varlığı karine olarak kabul olunur; davalı, gerçek tedarik fiyatını ispatladığı takdirde bu fiyat değerlendirmeye esas olur,
7. Müşteriyi ek edimlerle sunumun gerçek değeri hakkında yanıltmak,
8. Müşterinin karar verme özgürlüğünü özellikle saldırgan satış yöntemleri ile sınırlamak,
9. Malların, iş ürünlerinin veya faaliyetlerin özelliklerini, miktarını, kullanım amaçlarını, yararlarını veya tehlikelerini gizlemek ve bu şekilde müşteriyi yanıltmak,
10. Taksitle satım sözleşmelerine veya buna benzer hukuki işlemlere ilişkin kamuya yapılan ilanlarda unvanını açıkça belirtmemek, peşin veya toplam satış fiyatını veya taksitle satımdan kaynaklanan ek maliyeti Türk Lirası ve yıllık oranlar üzerinden belirtmemek,
11. Tüketici kredilerine ilişkin kamuya yapılan ilanlarda unvanını açıkça belirtmemek veya kredilerin net tutarlarına, toplam giderlerine, efektif yıllık faizlerine ilişkin açık beyanlarda bulunmamak,
12. İşletmesine ilişkin faaliyetleri çerçevesinde, taksitle satım veya tüketici kredisi sözleşmeleri sunan veya akdeden ve bu bağlamda sözleşmenin konusu, fiyatı, ödeme şartları, sözleşme süresi, müşterinin cayma veya fesih hakkına veya kalan borcu vadeden önce ödeme hakkına ilişkin eksik veya yanlış bilgiler içeren sözleşme formülleri kullanmak.
b) Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek; özellikle;
1. Müşterilerle kendisinin bizzat sözleşme yapabilmesi için, onları başkalarıyla yapmış oldukları sözleşmelere aykırı davranmaya yöneltmek,
2. Üçüncü kişilerin işçilerine, vekillerine ve diğer yardımcı kişilerine, haketmedikleri ve onları işlerinin ifasında yükümlülüklerine aykırı davranmaya yöneltebilecek yararlar sağlayarak veya önererek, kendisine veya başkalarına çıkar sağlamaya çalışmak,
3. İşçileri, vekilleri veya diğer yardımcı kişileri, işverenlerinin veya müvekkillerinin üretim ve iş sırlarını ifşa etmeye veya ele geçirmeye yöneltmek,
4. Onunla kendisinin bu tür bir sözleşme yapabilmesi için, taksitle satış, peşin satış veya tüketici kredisi sözleşmesi yapmış olan alıcının veya kredi alan kişinin, bu sözleşmeden caymasına veya peşin satış sözleşmesi yapmış olan alıcının bu sözleşmeyi feshetmesine yöneltmek.
c) Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanma; özellikle;
1. Kendisine emanet edilmiş teklif, hesap veya plan gibi bir iş ürününden yetkisiz yararlanmak,
2. Üçüncü kişilere ait teklif, hesap veya plan gibi bir iş ürününden, bunların kendisine yetkisiz olarak tevdi edilmiş veya sağlanmış olduğunun bilinmesi gerektiği hâlde, yararlanmak,
3. Kendisinin uygun bir katkısı olmaksızın başkasına ait pazarlanmaya hazır çalışma ürünlerini teknik çoğaltma yöntemleriyle devralıp onlardan yararlanmak.
d) Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek; özellikle, gizlice ve izinsiz olarak ele geçirdiği veya başkaca hukuka aykırı bir şekilde öğrendiği bilgileri ve üretenin iş sırlarını değerlendiren veya başkalarına bildiren dürüstlüğe aykırı davranmış olur.
e) İş şartlarına uymamak; özellikle kanun veya sözleşmeyle, rakiplere de yüklenmiş olan veya bir meslek dalında veya çevrede olağan olan iş şartlarına uymayanlar dürüstlüğe aykırı davranmış olur.
Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/29140 Esas , 2019/12173 Karar sayılı dosyasında harddiske aktarılan bilgilerin daha sonra kullanılmasını haksız rekabet suçu olarak değerlendirmiştir :
‘‘Sanık hakkında şikayet dilekçesinin verildiği 28.01.2010 tarihi itibariyle sanığın harddiske aktardığı bilgilerden haksız yere faydalandığının veya başkalarına yaydığının tespit ve iddia edilmemesi, sanığın katılan şirketteki iş akdinin fesh edilmesinden yaklaşık 6 ay sonra kurduğu şirkette bu bilgileri kullanmış olması halinde dahi katılanın şikayetinin, bu yöndeki sonraki eylemleri kapsamayacağı, suç tarihi itibariyle sanığın üzerine yüklenen “katılan şirkete ait ticari bilgileri izinsiz kopyalamaktan” ibaret eylemin Türk Ticaret Kanununda düzenlenen haksız rekabet suçu olarak tanımlanamayacağı gözetilmeden, sanığın beraati yerine yerinde görülmeyen gerekçe ile yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi…’’
f) Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak. Özellikle yanıltıcı bir şekilde diğer taraf aleyhine;
1. Doğrudan veya yorum yoluyla uygulanacak kanuni düzenlemeden önemli ölçüde ayrılmak :
2. Sözleşmenin niteliğine önemli ölçüde aykırı haklar ve borçlar dağılımını öngören, önceden yazılmış genel işlem şartlarını kullananlar dürüstlüğe aykırı davranmış olur.
2.Kendi icap ve tekliflerinin rakiplerininkine tercih edilmesi için kişisel durumu, ürünleri, iş ürünleri, ticari faaliyeti ve işleri hakkında kasten yanlış veya yanıltıcı bilgi vermek
3.Çalışanları, vekilleri veya diğer yardımcı kimseleri, çalıştıranın veya müvekkillerinin üretim veya ticaret sırlarını ele geçirmelerini sağlamak için aldatmak
4.Çalıştıranlar veya müvekkillerden, işçilerinin veya çalışanlarının ya da vekillerinin, işlerini gördükleri sırada cezayı gerektiren bir haksız rekabet fiilini işlediklerini öğrenip de bu fiili önlemeyenler veya gerçeğe aykırı beyanları düzeltmemek
Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2018/8560 Esas , 2019/7566 Karar sayılı dosyasında başkasına ait yazıların paylaşılması olayını haksız rekabet suçu olarak değerlendirmiştir :
‘‘Sanığın, değişik tarihlerde katılan haber ajansının sadece kendi abonelerine internetten girilen sistem üzerinden servis ettiği haber, yazı ve fotoğraflarını, hemen bir gün sonrasında, sahibi olduğu "www....gazetesi.com.tr" internet haber sitesinde yayınlaması yönündeki eyleminin, mahkemece 6102 sayılı Kanun'un 55. maddesinde yazılı "haksız rekabet" oluşturduğu ve bu kurallara aykırılık suçunu oluşturduğunun isabetli şekilde tespit edilmesi karşısında…’’
Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 2018/3091 Esas , 2018/3118 Karar sayılı dosyasında isnadın ispatı yapılamadığından katılan ile sanık arasında bir özel hukuk uyuşmazlığı olduğuna karar verilmiştir :
‘‘İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, "... her ne kadar şüpheli ...'in toplamda 555.000-TL düzeyinde bir şirket parasını uhdesine geçirdiği, iade etmediği iddia edilmiş olsa da Hukuk Usulü Kanunu'nda öngörüldüğü üzere belirli bir meblağın üzerinde paranın şüpheli tarafından yedine geçirildiğine ilişkin herhangi bir yazılı belgenin ibraz edilemediği, şüphelinin çalışması sırasındaki tüm ve işlemlere ilişkin yazılı ibraname sözleşmesinin bulunduğu, şüphelinin daha önce üst düzey yönetici olarak çalıştığı şirkette çalışırken kurduğu başka bir şirket ile benzeri faaliyetleri yapıp bu durumun ''Haksız Rekabet'' oluşturduğu iddialarının hukukî nitelikte olduğu bu durumun tespiti ve bu durumdan kaynaklanan maddî manevî zarar veya kayıplar için şikâyetçinin hukukî yollara başvurabileceği ..." gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş…
daha önce üst düzey yönetici olarak çalıştığı şirkette çalışırken kurduğu başka bir şirket ile benzeri faaliyetleri yapması nedeniyle ''Haksız Rekabet'' oluşturduğu iddialarının hukuki ihtilaf niteliğinde olması hususları birlikte değerlendirildiğinde, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararda bir isabetsizlik bulunmadığından…’’
Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 2000/9507 Esas, 2000/10382 Karar sayılı dosyasında dava konusunda olayda haksız rekabet suçunun oluştuğuna yönelik karar verilmiştir :
‘‘Davaya konu eylem sanığın bayii olmadığı l.... ve M.... firmalarına ait boş gaz tüplerine kendi bayii olduğu G.... firmasının dolum tesisinde LPG gazı doldurarak satışa arzetmekten ibaret olup TTK.nun 57/5. maddesinde belirlenen haksız rekabet suçunu oluşturduğu aynı Kanunun 64/1-5 maddesinde müeyyide altına alındığı, subut bulan fiilin CMUK.nun 344/7. maddesine göre şahsi dava ile takibi mümkün suçlardan bulunması itibariyle mağdur olan tüp firmalarınca verilmiş usulüne uygun şikayet dilekçeleri bulunmadığı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi, Yasaya aykırı ‘’
MANEVİ UNSUR
Bu suç kasten işlenebilir. Bu husus 62.maddede de açıkça düzenlenmiştir. Kanunda özel olarak düzenlenmeyen suçların taksirle işlenmesi söz konusu olmadığından failin yaptığı hareketin haksız rekabet suçunu oluşturacağını bilmesi ve istemesi gerekir.
Kanunda bazı hareketler için özel kast aranmıştır. Maddede ‘için , amacıyla’ gibi kelimelerin kullanıldığı durumlarda failin bir amaç için hareket etmesi gerekmektedir. Bu durumda özel kastın kastı gerekir. Özel kastın arandığı suçların olası kastla işlenmesi söz konusu olamaz.
Maddede ‘için , amacıyla’ gibi kelimelerin kullanılmadığı diğer durumlarda ise herhangi bir özel kast aranmadığından bu suçun olası kastla da işlenmesi mümkündür. Bu durumda da fail , yaptığı hareketin haksız rekabet suçunu oluşturacağını bilmekte ancak bunu umursamamaktadır.
HUKUKA AYKIRILIK UNSURU
Maddede düzenlenen hareketlerin ‘hukuka aykırı’ yapılması gerektiği düzenlenirse bu durumda özel bir hukuka aykırılık söz konusu olur. Bu durumda failin özel hukuka aykırılık bilinciyle hareket etmesi gerekir.
Diğer durumlarda ise maddede belirtilen hareketlerin yapılmasıyla hukuka aykırılık kendiliğinden oluşur.
SUÇUN ÖZEL GÖRÜNÜŞ BİÇİMLERİ
*Teşebbüs : Failin icra hareketlerini elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaması durumunda teşebbüs söz konusu olur.
*İştirak : Bu suça her türlü iştirak mümkündür. Genel hükümler uygulanır.
*İçtima : Aynı suç işleme kararı icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda tek suç oluşur ve TCK 43/1 de düzenlenen müteselsil suç hükümleri uygulanır.
Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da tek suç oluşmakta ve 43/2 de düzenlenen aynı neviden fikri içtima hükümleri uygulanmaktadır.
SORUŞTURMA , KOVUŞTURMA , YAPTIRIM
5235 sayılı kanunun 14.maddesi gereği mahkemelerin görevlerinin belirlenmesinde ağırlaştırıcı veya hafifletici nedenler gözetilmeksizin kanunda yer alan suçun cezasının üst sınırı göz önünde bulundurulur. Haksız rekabet suçunun cezası iki yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır . Bu nedenle suç, asliye ceza mahkemesinin görev alanına girer.
Yargıtay 19. Ceza Dairesinin 2018/6415 Esas , 2018/13083 Karar sayılı dosyasında da asliye ceza mahkemesi görevli görülmüştür :
‘‘…sanığın eyleminin, her ne kadar da sevk maddesinde 5187 sayılı Kanun'un 24/1. maddesinde yazılı yeniden yayım suçunu oluşturduğu iddia edilse de 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun haksız rekabet hükümlerinin olayda tartışılması gerektiği değerlendirilmekle, görevli mahkemenin, genel görevli Asliye Ceza Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla…’’
ŞİKAYET
Bu suçun soruşturulması şikayete bağlıdır. TCK 73 gereği şikayet süresi , hak sahibi olan kişinin fiili ve failin kim olduğunu bildiği veya öğrendiği günden başlar. Bu süre 6 aydır. Kovuşturma yapılabilmesi şikayete bağlı suçlarda kanunda aksi yazılı olmadıkça suçtan zarar gören kişinin vazgeçmesi davayı düşürür . Kanunda aksi yazılı olmadıkça, vazgeçme onu kabul etmeyen sanığı etkilemez. Bunun nedeni kovuşturmanın aleni olmasıdır. Herkes aklanma hakkına sahiptir. Bu nedenle iddianamenin kabulüyle başlayan kovuşturma aşamasında şikayetten vazgeçilerek ceza davasının düşmesi kararının verilebilmesi sanığın kabulüne bağlıdır. Hükmün kesinleşmesinden sonraki vazgeçme cezanın infazına engel olmaz. Kamu davasının düşmesi, suçtan zarar gören kişinin şikayetten vazgeçmiş olmasından ileri gelmiş ve vazgeçtiği sırada şahsi haklarından da vazgeçtiğini ayrıca açıklamış ise artık hukuk mahkemesinde de dava açamaz.
Şikayette fail değil fiil şikayet edilmektedir. Bu nedenle iştirak halinde suç işlemiş sanıklardan biri hakkındaki şikayetten vazgeçme, diğerlerini de kapsar.
Şikayet hakkı sahibi kişiler 56.madde gereğince hukuk davasını açma hakkını haiz bulunanlardır. 56.maddeye göre dava açma hakkına sahip olan ;
1.Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olanlar
2.Ekonomik çıkarları zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek müşteriler,
3.Ticaret ve sanayi odaları, esnaf odaları, borsalar ve tüzüklerine göre üyelerinin ekonomik menfaatlerini korumaya yetkili bulunan diğer meslekî ve ekonomik birlikler ile tüzüklerine göre tüketicilerin ekonomik menfaatlerini koruyan sivil toplum kuruluşlarıyla kamusal nitelikteki kurumlar şikayet hakkına sahiptir.
Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 2000/9507 Esas, 2000/10382 Karar sayılı dosyasında şikayette bulunulmaması nedeniyle sanık hakkında mahkumiyet kararı verileceğine karar verilmiştir :
‘‘Davaya konu eylem sanığın bayii olmadığı l.... ve M.... firmalarına ait boş gaz tüplerine kendi bayii olduğu G.... firmasının dolum tesisinde LPG gazı doldurarak satışa arzetmekten ibaret olup TTK.nun 57/5. maddesinde belirlenen haksız rekabet suçunu oluşturduğu aynı Kanunun 64/1-5 maddesinde müeyyide altına alındığı, subut bulan fiilin CMUK.nun 344/7. maddesine göre şahsi dava ile takibi mümkün suçlardan bulunması itibariyle mağdur olan tüp firmalarınca verilmiş usulüne uygun şikayet dilekçeleri bulunmadığı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi, Yasaya aykırı ..’’
UZLAŞTIRMA
CMK 253 gereği şikayete tabi suçlar ile maddede düzenlenen suçlar uzlaştırmaya tabidir. Haksız rekabet suçu şikayete tabi olduğundan uzlaştırmaya tabidir.
Uzlaştırmaya tabi suçlarda, kovuşturmaya başlanmadan önce dosya uzlaştırma bürosuna gönderilir. Büro tarafından görevlendirilen uzlaştırmacı, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunur. Uzlaştırmacı, uzlaşma teklifini açıklamalı tebligat veya istinabe yoluyla da yapabilir.
Şüphelinin, mağdurun veya suçtan zarar görenin reşit olmaması halinde, uzlaşma teklifi kanunî temsilcilerine yapılır. Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar gören, kendisine uzlaşma teklifinde bulunulduktan itibaren üç gün içinde kararını bildirmediği takdirde, teklifi reddetmiş sayılır.
Birden fazla kişinin mağduriyetine veya zarar görmesine sebebiyet veren bir suçtan dolayı uzlaştırma yoluna gidilebilmesi için, mağdur veya suçtan zarar görenlerin hepsinin uzlaşmayı kabul etmesi gerekir.
Uzlaştırma müzakereleri gizli olarak yürütülür. Uzlaştırma müzakerelerine şüpheli, mağdur, suçtan zarar gören, kanunî temsilci, müdafi ve vekil katılabilir. Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar görenin kendisi veya kanunî temsilcisi ya da vekilinin müzakerelere katılmaktan imtina etmesi halinde, uzlaşmayı kabul etmemiş sayılır.
Tarafların uzlaşması durumunda dosya kapanır . Uzlaşamama durumunda iddianame düzenlenerek kovuşturma aşamasına geçilir.
HAKSIZ REKABET SUÇUNUN CEZASI NE KADARDIR ?
Haksız rekabet suçunun cezası iki yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır.
Haksız rekabet fiilinin bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, tüzel kişi hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine de karar verilebilir. Bu güvenlik tedbirleri iznin iptali ve müsaderedir.
HAKSIZ REKABET SUÇUNDAN CEZA ALAN BİR KİŞİ HAPSE GİRER Mİ ?
Haksız rekabet suçunda kanun seçimlik bir ceza öngörmüştür. Bu nedenle verilecek cezanın belirlenmesi hakimin takdirine bırakılmıştır. Ancak TCK 58/3 gereği suçta tekerrür halinde, sonraki suça ilişkin kanun maddesinde seçimlik olarak hapis cezası ile adlî para cezası öngörülmüşse, hapis cezasına hükmolunur.
Hakim sanık hakkında hapis cezasına hükmetmişse kesinleşmiş olan hapis cezalarının ne kadar yatarının olduğunun tespiti noktasında İnfaz Hukukunun çok iyi bilinmesi gerekmektedir. İnfaz Hukuku sık değişen bir hukuk dalı olduğundan kararın kesinleştiği tarih önem taşımaktadır. Kesinleşme tarihinde yürürlükte bulunan kurallar uygulama alanı bulacaktır. Yine sanık hakkında hükmedilen cezanın ne kadar yatarının olduğu belirlenirken bu suçun sanık açısından mükerrer suç olup olmadığı , suçun işlendiği tarihte sanığın kaç yaşında olduğu , sanığın eğitim durumları gibi hususlar önemli olmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için uzman bir avukat ile iletişime geçmeniz tavsiye edilir .
Stajyer Avukat Sema Nur Deveci
Avukat Hüseyin Acar
Reşit Hukuk & Danışmanlık