YOKLAMA KAÇAĞI VE BAKAYA SUÇU
Anayasamızın 72. Maddesinde Vatan hizmetinin, her Türkün hakkı ve ödevi olduğu, bu hizmetin Silahlı Kuvvetlerde veya kamu kesiminde ne şekilde yerine getirileceği veya getirilmiş sayılacağının kanunla düzenleneceği hükmü yer almaktadır. Bu görevin yerine getirilmemesi durumu için kanunlarda özel hükümler bulunmaktadır. 7179 sayılı Askerlik kanunun 24. Maddesinde sayılan fiilleri işleyen kişilerin idari para cezası ile cezalandırılması, 1632 sayılı Askeri Ceza Kanununun 63. Maddesinde düzenlenen hallerde ise maddede sayılan filleri işleyenler hakkında hapis cezası verilmesi hükme bağlanmıştır. Makalede bu konu ele alınacaktır.
SUÇUN KONUSU
Ceza hukukunda suçun konusu doktrin tarafından ‘‘suçu oluşturacak hareketin yöneldiği kişi ya da şey’’ olarak tanımlanmıştır. Yoklama kaçağı, bakaya, saklı suçunda fail askerlik vazifesini yerine getirmekten imtina ettiğinden suçun konusunu askerlik vazifesi oluşturmaktadır.
FAİL
Anayasanın 72.maddesinde Vatan hizmetinin her Türkün hakkı ve ödevi olduğu düzenlenmişse de 7179 sayılı Askeralma kanunun 3. Maddesinde Türkiye Cumhuriyeti tebaası olan her erkeğin askerlik yapmaya mecbur olduğu hükme bağlanmıştır. Dolayısıyla fail Türk vatandaşı olan erkeklerdir. Ancak söz konusu suçun oluşabilmesi için kişinin ASKERLİK YÜKÜMLÜSÜ olması gerekir. Bunun için Türk vatandaşı olan erkeğin;
1.20-41 yaş aralığında olması gerekir:
Askeralma Kanununun 3. Maddesinde ise askerlik çağının her erkeğin nüfus kayıtlarında yazılı olan yaşına göre olduğu ve bu çağın yirmi yaşına girildiği yılın ocak ayının birinci gününden başlayarak kırk bir yaşına girildiği yılın ocak ayının birinci gününde bitmek üzere en çok yirmi bir yıl süreceği belirtilmiştir.
2. Fiziken ve ruhen sağlık açısından askerliğe elverişli olması gerekir:
TSK Sağlık Yeteneği Yönetmeliğinin 4. Maddesine göre 25/6/2019 tarihli ve 7179 sayılı Askeralma Kanunu gereğince yükümlülerin sağlık muayeneleri, askerlik şubelerinin bulunduğu yerlerde, öncelikle varsa kayıtlı olduğu aile hekimi tarafından, yoksa en yakın resmi sağlık kuruluşunda tek tabip tarafından yapılır. Yükümlülerin tam bir fizik muayeneleri yapılarak, Askerlik Yoklama Belgesinin ilgili bölümleri muayeneyi yapan tabip tarafından doldurulur. Muayene sonucunda askerliğe elverişli bulunmayanlar ileri tetkik yapılmak üzere Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı sağlık kurulu raporu vermeye yetkili en yakın sağlık kuruluşunun ilgili birimine doğrudan sevk edilir. Bu kurul tarafından askerliğe elverişli bulunmayanların askere alınması söz konusu olmaz.
MADDİ UNSUR
1632 sayılı Askeri Ceza Kanununun 63 . maddesinde yoklama kaçağı ve bakaya suçu şu şekilde düzenlenmiştir:Barışta, 25/6/2019 tarihli ve 7179 sayılı Askeralma Kanununun 24 üncü maddesi uyarınca haklarında verilen idarî para cezası kesinleştikten sonra söz konusu Kanunun 23 üncü maddesinde belirtilen mazeretlerden birisi bulunmaksızın,
a) Yoklama kaçaklarından birlikte (…) yoklamaya tabi oldukları doğumluların yurt genelinde normal sevk yılı içindeki son kafilesi gönderilmiş bulunanlar için, son kafilenin gönderilmesi tarihinden,
b) Bakaya kalanlar için, bakaya kaldıkları tarihten,
c) İhtiyat erattan çağrılıp da birlikte işleme tabi olduğu kişiler gönderilmiş bulunanlar için, en son gönderilme tarihinden,
d) Yoklama kaçağı, saklı veya bakaya olup olmamasına bakılmaksızın askerlik şubesince sevk edildiği kıtasına katılmayan veya geç katılanlar için,
kendilerine tanınan kanuni yol süresinin bitiminden, itibaren dört ay içinde gelenler altı aya kadar, yakalananlar iki aydan altı aya kadar; dört aydan sonra bir yıl içinde gelenler iki aydan bir yıla kadar, yakalananlar dört aydan bir yıla kadar; bir yıldan sonra gelenler dört aydan iki yıla kadar, yakalananlar altı aydan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.
2 - Seferberlikte birinci fıkrada yazılı olanlarla ruhsatlılardan sevk gününün bitmesinden itibaren yedi gün içinde gelenler bir aydan bir seneye, elde edilenler dört aydan iki seneye kadar, yedi günden sonra üç ay içinde gelenler iki seneden aşağı olmamak üzere elde edilenler üç seneden aşağı olmamak üzere hapis, üç aydan sonra kendiliğinden gelenler beş seneden az olmamak üzere ağır hapis, elde edilenler ölüm cezasına mahkum edilirler. Az vahim hallerde ölüm cezası yerine müebbet veya on seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis cezası verilir ve diğer hallerde gösterilen cezalar yarıya indirilir. Kanunda düzenlenen suçun incelenmesinden önce maddede belirtilen yoklama, bakaya,yedek ve saklı ifadelerinin tanımlanması gerekmektedir. 7179 sayılı Askeralma kanunun 3.maddesinde Yoklama dönemi askerlik çağının başlangıcından muvazzaflık hizmetinin başlangıç tarihine kadar geçen süre olarak belirtilmiştir. Yani kişinin, 20 yaşına girdiği yılın ilk günü yoklama dönemi başlamaktadır. Yükümlü, bu dönem içerisinde sağlık muayenelerini yaptırarak askerliğe elverişli olup olmadığını, öğrenim durumlarını, meslekleri ve niteliklerinin tespitini yaptırmalıdır. Anılan işleme YOKLAMA denilmektedir. Tabi olduğu yoklama yılı içerisinde yoklamasını yaptırmayanlar yoklama kaçağı olarak anılır. Bakaya, sevke tabi olduğu hâlde sevkini yaptırmayanlar ile sevk edildiği birliğe katılmayanları ifade etmektedir. Mülga 1111 sayılı kanunun 10.maddesinin 6.fıkrasında düzenlenen ve yükümlülüklerini kamu kurum v kuruluşlarında çalışarak veya para ödeyerek yerine getirenler terhis edilerek yedek olarak adlandırılır. Bunların tamamı veya bir kısmı, eğitim, tatbikat, asayiş, olağanüstü hal veya savaş hallerinde Cumhurbaşkanı Kararıyla göreve çağırılabilirler. Maddenin c bendinde düzenlenen suçu ancak bu kişiler işleyebilmektedir. Saklı ise yirmi yaşına girmiş oldukları hâlde isimlerini nüfus kayıtlarına geçirmemiş bulunanları ifade etmektedir.Maddenin 1.fıkrasında görüldüğü üzere söz konusu suçun oluşabilmesi için ön şart 7179 sayılı kanunun 24.maddesinde düzenlenen idari para cezası kararının kesinleşmiş olmasıdır. Söz konusu madde şu şekildedir :
Barışta, kabul edilebilir bir özrü olmaksızın;
a) Yoklama kaçakları ve saklılar için, yoklama kaçağı kaldıkları tarihten,
b) Bakayalar için, bakaya kaldıkları tarihten,
c) Geç iltihak bakayaları için, kendilerine tanınan yol süresinin bitiminden,
ç) Yedeklerden çağrılanlar için, birlikte işleme tabi olanların en son gönderilme tarihinden,
itibaren kaçak kaldıkları gün süresi kadar idari para cezası ile cezalandırılır. Bunlardan kendiliğinden gelenler her gün karşılığı 5 Türk lirası, yakalananlar ise her gün karşılığı 10 Türk lirası idari para cezası ile cezalandırılır. Bu fıkra kapsamında belirlenen idari para cezalarının yeniden değerlendirmesinde 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 17 nci maddesinin yedinci fıkrası, bir Türk lirasının küsuru dikkate alınarak uygulanır. İdari para cezaları tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenir. İdari para cezası vermeye yetkili makam; askerlik şubesine bizzat müracaat eden yükümlüler için müracaat ettiği, kolluk kuvvetleri tarafından getirilen yükümlüler için ise getirildiği askerlik şubesi başkanı; bunun dışındaki durumlar için ise nüfusa kayıtlı olduğu yer askerlik şubesi başkanıdır. Yükümlünün bizzat müracaat ettiği veya getirildiği askerlik şubesi başkanınca uygulanan idari para cezası derhâl yükümlünün nüfusa kayıtlı olduğu yer askerlik şubesi başkanlığına bildirilir.
Barışta, birinci fıkra uyarınca verilen idari para cezası kesinleştikten sonra birinci fıkrada sayılan eylemlerden herhangi birini işleyenler ile bu eylemleri seferberlik ve savaş hâlinde işleyenler hakkında askerlik şubelerince suç dosyaları hazırlanarak yükümlünün nüfusa kayıtlı olduğu yer Cumhuriyet başsavcılığına gönderilir.
Maddede düzenlenen idari para cezası kararı kesinleşmedikçe 1632 sayılı Kanunun 63.maddesinde düzenlenen suçlar oluşmayacaktır. Yargıtay 19. Ceza Dairesinin 2018/4342
Esas , 2018/8804 Karar sayılı dosyasında da bu yönde karar verilmiştir:
‘’1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu'nun 63/1. maddesi maddesinde yer alan ''1 - Barışta, 1111 sayılı Askerlik Kanununun 89 uncu maddesi uyarınca haklarında verilen idarî para cezası kesinleştikten sonra kabul edilecek bir özrü olmadan, a) Yoklama kaçaklarından birlikte yoklamaya tabi oldukları doğumluların yurt genelinde normal sevk yılı içindeki son kafilesi gönderilmiş bulunanlar için, son kafilenin gönderilmesi tarihinden, b) Bakaya kalanlar için, bakaya kaldıkları tarihten, c) İhtiyat erattan çağrılıp da birlikte işleme tabi olduğu kişiler gönderilmiş bulunanlar için, en son gönderilme tarihinden, d) Yoklama kaçağı, saklı veya bakaya olup olmamasına bakılmaksızın askerlik şubesince sevk edildiği kıtasına katılmayan veya geç katılanlar için, kendilerine tanınan kanuni yol süresinin bitiminden, itibaren dört ay içinde gelenler altı aya kadar, yakalananlar iki aydan altı aya kadar; dört aydan sonra bir yıl içinde gelenler iki aydan bir yıla kadar, yakalananlar dört aydan bir yıla kadar; bir yıldan sonra gelenler dört aydan iki yıla kadar, yakalananlar altı aydan üç yıla kadar hapis cezasıylacezalandırılır." şeklindeki düzenleme nazara alındığında, sanığın yoklama kaçağı kalmasından dolayı Pütürge Kaymakamlığınca verilen 27/05/2015 tarihli ve 1505-77 sayılı idarî para cezasının sanığa usûlüne uygun olarak tebliğ edilmediğinden dolayı kesinleşmediği, söz konusu kesinleşmenin suçun ön şartı olduğu, bu nedenle sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden…’’
Aynı yönde Yargıtay 19. Ceza Dairesinin 2018/8568 Esas , 2019/15462 Karar sayılı dosyası mevcuttur :
‘‘Somut uyuşmazlıkta, sanık hakkında Meram Kaymakamlığı İlçe İdare Kurulu tarafından verilen 10/06/2014 tarihli ve 222 Karar sayılı idari para cezasının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesine göre öncelikle sanığın bilinen son adresine tebliğe çıkartılması, ancak bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilerek tebligatın bu adrese yapılması gerekirken doğrudan sanığın MERNİS adresine tebliğe çıkartıldığı ve bu adreste Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre 30/09/2014 tarihinde yapılan idari para cezası tebliğinin usulüne uygun olmadığı, dolayısıyla geçerli bir tebligattan ve idari para cezasının kesinleşmesinden bahsedilemeyeceği anlaşıldığından yasal unsurları itibariyle oluşmayan atılı suçtan sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi..’’
İdari para cezasının kesinleşmesinden sonra, maddede 7179 sayılı kanunun 23. Maddesinde belirtilen mazeret sebeplerinin bulunmaması gerektiği hükme bağlanmıştır. Maddeye göre;
Askere sevk için çağrıldıkları hâlde;
a) Kendisinin tutukluluğu veya hükümlülüğü,
b) Kendisinin herhangi bir sağlık kurumu raporuyla belgelendirilmiş istirahat gerektiren hastalığı,
c) Eşi veya ikinci derece dâhil kan veya kayın hısımlarından birinin sağlık kurumu heyet raporuyla belgelendirilmiş hayati tehlike içinde olduklarını gösteren hastalığı,
ç) Sevkten önceki veya sonraki on beş gün içinde eşinin, ikinci derece dâhil kan veya kayın hısımlarından birinin ölümü,
d) Sevkten önceki veya sonraki on beş gün içinde kendisi veya ikinci derece dâhil kan veya kayın hısımlarından birinin evlenmesi,
e) Sevkten önceki veya sonraki iki ay içinde çocuğunun doğması, nedeniyle sevkini yaptırmayanlar, bu mazeretlerini kanıtlayan belgeleri askerlik şubesine teslim ederler.
(2) Birinci fıkra kapsamındaki yükümlülerden bakaya olanlara bu süreleri için 24 üncü maddenin birinci fıkrası hükmü uygulanmaz.
(3) Birinci fıkranın (b) bendi kapsamındakiler istirahati bitiminde derhâl sevk edilir. Diğerleri ise müteakip celbe bırakılır.
(4) Seferberlik ve savaş hâlinde bu madde hükümleri uygulanmaz. Yoklama kaçağı, bakaya ya da saklı olma suçu mütemadi bir suçtur. Fail hareketini gerçekleştirdiği anda suç tamamlanmış olsa da fail yoklama kaçağı suçu için yoklamasını yaptırmadığı, bakaya suçu için sevkini yaptırmadığı ya da sevk edildiği birliğe teslim olmadığı sürece suç devam etmekte , sona ermemektedir. Bu nedenle suçun nasıl işlendiğinin, temadinin nerede sona erdiğinin iddianamede açıkça belirtilmesi gerekmektedir. Aksi durumda bozma kararı verilmektedir.
Askeri Yargıtay'ın yerleşik ve istikrarlı kararlarında da yoklama kaçağı suçu, mütemadi suçlardan olup emsallerinin ilk kafilesinin asker edilmesinden 24 saat geçmekle başlayıp yakalanma veya sanığın kendiliğinden bir resmi kuruma başvuruda bulunmasıyla sona ereceği benimsenmiştir. (As. Yargıtay 3. Dairenin 21.03.2000 gün ve 2000/138-136 s.K. As.Yargıtay 4. Dairenin 28.06.1994 gün ve 1994/358-357 s.K. As.Yargıtay 1. Dairenin 28.04.1999 gün ve 1999/210-208 s.K.)
Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 2021/6066 Esas , 2022/3554 Karar sayılı dosyasında da nasıl işlendiğinin, temadinin nerede sona erdiğinin belli olmaması sebebiyle bozma kararı verilmiştir:
Sanık hakkında... Cumhuriyet Başsavcılığının 14/10/2015 tarih ve 2015/754 Esas 2015/753 Karar sayılı iddianamesiyle "...şüpheli hakkında yoklama kaçağı/bakaya kalmak suçundan 26/08/2014 karar tarihli 3824 Esas 84 Karar numaralı karar ile 3,704 TL idari para cezası verildiği, şüphelinin cezası 16/09/2014 tarihinde kendisine tebliğ edildiği, ve bu karara itiraz edildiğine ilişkin... Askerlik Şubesi'ne herhangi bir belgenin sunulmadığı, şüphelinin yoklamasını emsallerinin son celp döneminin son gününden sonra yaptırdığı ve bu şekilde yoklama kaçağı fiilini işlediği..." şeklindeki anlatımla kamu davası açıldığı, iddianamedeki anlatıma göre sanığa isnat edilen yoklama kaçağı suçunun temadi eden bir suç olduğu, mütemadi nitelikteki bakaya, yoklama kaçağı, firar, izin tecavüzü gibi suçlarda suçun başlangıç ve bitiş tarihleri bizzat maddi (öz) vakayı temsil ettiğinden eylemin maddi unsurunu oluşturan suçun başlangıç ve sona eriş tarihlerinin doğru olarak saptanmasının zorunlu olduğu, ancak sanık hakkında düzenlenen iddianamede atılı suçun hangi tarihler arasında işlendiği, temadinin ne şekilde sona erdiği hususlarının gösterilmediği anlaşılmakla, dosyanın... Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilerek davanın dayanağı olan 14/10/2015 tarihli iddianamenin içeriği itibariyle sanığın hangi tarihler arasında yoklama kaçağı kaldığı hususunun kesin ve net olarak açıklattırılarak davaya devam edilerek bir hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması, Yasaya aykırı ‘’
Aynı yönde Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 2021/17230 Esas , 2021/10910 Karar sayılı dosyası mevcuttur:
‘‘Sanık hakkında Bismil Cumhuriyet Başsavcılığının 24/08/2015 tarih ve 2015/614 Esas 2015/609 Karar sayılı iddianamesiyle; "Bismil Askerlik Şubesi Başkanlığı suç duyurusu içeriği ile yapılan soruşturmaya göre; yukarıda açık kimlik ve adres bilgileri yazılı olan şüpheli ...'in yoklamasını tabi olduğu doğumun son celp döneminin son gününden sonra yaptırmış yada mazeretine ait belgeyi yurt dışı temsilcilikleri ile askerlik şubelerine bu tarihten sonra ibraz ettiği, şüphelinin alınan beyanında, ailesinde sadece babası ve kendisinin çalıştığı, mazeretiolduğundan yoklama kağıdı gelmesine rağmen gitmediğini belirttiği, şüphelinin üzerine atılı bulunan eylemlerle ilgili olarak hakkında kamu davası açmak için yeterli delil görüldüğü..." şeklindeki anlatımla 01/02/2015 ve 02/03/2015 tarihinde yoklama kaçağı suçunu işlediği iddiasıyla kamu davası açıldığı, sanığa isnat edilen yoklama kaçağı suçunun mütemadi bir suç olduğu, mütemadi suçlarda suçun başlama ve bitim tarihlerinin doğru bir biçimde belirlenerek maddi vakanın kesin olarak tespit edilmesinin önem arz ettiği, ancak sanık hakkında düzenlenen iddianamede atılı suçun hangi tarihler arasında işlendiği, temadinin ne şekilde sona erdiği hususlarının gösterilmediği anlaşılmakla, dosyanın Bismil Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilerek davanın dayanağı olan 24/08/2015 tarihli iddianamenin içeriği itibariyle sanığın hangi tarihler arasında yoklama kaçağı kaldığı hususunun kesin ve net olarak açıklattırılması suretiyle davaya devam edilerek bir hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması…’’
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2010/7-44 Esas , 2010/124 Karar sayılı dosyasında yoklama kaçağı suçunun unsurlarını şu şekilde açıklamıştır:
‘’Öğreti ve uygulamada yoklama kaçağı suçunun unsurları;
1- Yükümlü adına son yoklama çağrı pusulasının çıkarılmış olması,
2- Son yoklama çağrı pusulasının bizzat yükümlünün kendisine veya 1111 sayılı Askerlik Kanununun 25 ve 45. maddelerinde belirtilen yakınlarına son yoklama tarihinden en az 15 gün öncesinden usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olması,
3- Usulüne uygun olarak yapılmış tebligata rağmen, yükümlünün emsallerinin ilk kafilesinin sevk edildiği tarihe kadar, askerlik şubesine başvurmamış olması,
Biçiminde sayılmaktadır.
Bu bağlamda; suçun oluşabilmesi için öncelikle son yoklama çağrı pusulasının, ilgilinin bilinen adresine gönderilmesi gerekmektedir. İlgilinin askerlik şubesince bilinen adresinden ayrılması durumunda, Askerlik Kanununun 75. maddesi uyarınca yeni adresini askerlik şubesine bildirmesi zorunlu olduğundan, yeni adresin bildirilmemiş olması halinde tebligat bilinen adresteki anne, baba, kardeş veya diğer hısımlara yapılabilecektir. Yükümlünün emsallerinden anlaşılması gereken ise, nüfusa kayıtlı olduğu yerde kendisi ile aynı yıl doğanlardır. Bu durumda; emsallerin ilk sevk tarihi, ülke genelinde 1. celp grubu olan Şubat celp grubuna (21-27 Şubat) göre değil, yükümlünün bağlı olduğu yerli askerlik şubesinin tabi olduğu celp grubuna göre belirlenir. Başka bir deyişle; suçun oluşabilmesi için ilgilinin son yoklamasını, kendi şubesinin emsallerini sevk etmesi gereken son tarihe kadar yaptırmamış olması gerekmektedir.’’
MANEVİ UNSUR
Bu suç kasten işlenebilen bir suçtur. Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2010/7-44 Esas , 2010/124 Karar sayılı dosyasında bu husus şu şekilde açıklanmıştır: ‘’ Diğer taraftan, suçun oluşabilmesi için sayılan koşullar yanında ve aynı zamanda son yoklamaya katılmamanın bir mazerete dayanmaması ve failin suç işleme kastıyla hareket etmesi de zorunludur. Bizzat gelemeyecek şekilde hastalık veya sakatlığa düçar olmak, tutuklu veya hükümlü bulunmak, orta veya yüksek okulda olup da okullarını bitirmemiş olmak gibi mazeretler, kabul edilen mazeretlerdir.’’
SORUŞTURMA , KOVUŞTURMA , YAPTIRIM
Bu suçtan ötürü soruşturma yapılabilmesi için askerlik şubesi tarafından verilen idari para cezasının kesinleşmesinden sonra failin tekrar aynı eylemlerde bulunması durumunda askerlik şube dosyasının savcılığa gönderilmesi gerekmektedir. 03.08.2018 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7146 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi ile (mülga) 1111 sayılı Kanun'a eklenen geçici 55 ... maddesinin birinci fıkrasında, "Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte her ne sebeple olursa olsun henüz fiilî askerlik hizmetine başlamamış ve 1 Ocak 1994 tarihinden (bu tarih dahil) önce ... 1076 sayılı Kanun ile bu Kanuna tabi yükümlüler; istekleri hâlinde, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ... içinde askerlik şubelerine veya yurt dışı temsilciliklerine başvurmaları, 15.000,00 Türk lirası veya Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz satış kuruna göre ödeme tarihindeki karşılığı kadar konvertibl yabancı ülke parasını defaten ödemeleri ve 21 gün temel askerlik eğitimini yerine getirmeleri şartıyla askerlik hizmetini yerine getirmiş sayılırlar.\" hükmünün; aynı maddenin altıncı fıkrasında ise \"Bu madde hükümlerinden yararlanan yükümlüler hakkında saklı, yoklama kaçağı ve bakayadan dolayı idarî ve adlî soruşturma ve kovuşturma yapılmaz, başlatılmış olanlar sona erdirilir ve bu suçlara ilişkin kesinleşmiş idarî para cezaları tahsil edilmez\" hükmü yer almaktadır. Bu durumda söz konusu failler hakkında herhangi bir cezaya hükmolunmayacaktır. 5235 sayılı kanunun 14.maddesi gereği mahkemelerin görevlerinin belirlenmesinde ağırlaştırıcı veya hafifletici nedenler gözetilmeksizin kanunda yer alan suçun cezasının üst sınırı göz önünde bulundurulur. Bu nedenle yoklama kaçağı, bakaya olma suçları asliye ceza mahkemesinin görev alanına giren suçlardandır.
YOKLAMA KAÇAĞI, BAKAYA VE SAKLI OLMA SUÇUNDAN CEZA ALAN BİR KİŞİ HAPSE GİRER Mİ?
Hakim sanık hakkında hapis cezasına hükmetmişse kesinleşmiş olan hapis cezalarının ne kadar yatarının olduğunun tespiti noktasında İnfaz Hukukunun çok iyi bilinmesi gerekmektedir. İnfaz Hukuku sık değişen bir hukuk dalı olduğundan kararın kesinleştiği tarih önem taşımaktadır. Kesinleşme tarihinde yürürlükte bulunan kurallar uygulama alanı bulacaktır. Yine sanık hakkında hükmedilen cezanın ne kadar yatarının olduğu belirlenirken bu suçun sanık açısından mükerrer suç olup olmadığı , suçun işlendiği tarihte sanığın kaç yaşında olduğu , sanığın eğitim durumları gibi hususlar önemli olmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için uzman bir avukat ile iletişime geçmeniz tavsiye edilir .
Av. Sema Nur Deveci ÜSTÜNDAĞ
Av. Hüseyin ACAR