HAKSIZ ARAMA SUÇU
Anayasamızın 19.maddesinde özel hayatın gizliliği düzenlenmiştir. Buna göre ‘‘Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak, usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin üstü, özel kâğıtları ve eşyası aranamaz ve bunlara el konulamaz. Yetkili merciin kararı yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını el koymadan itibaren kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, el koyma kendiliğinden kalkar.’’
Anayasamızın bu maddesine binaen Türk Ceza Kanununda haksız arama suçu düzenlenmiştir. Kişilere Karşı Suçlar başlıklı İkinci Kısmın Hürriyete Karşı Suçlar bölümünde 120.maddede düzenlenen haksız arama suçu şu şekilde düzenlenmiştir : ‘‘Hukuka aykırı olarak bir kimsenin üstünü veya eşyasını arayan kamu görevlisine üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.’’
SUÇLA KORUNAN HUKUKSAL DEĞER
Haksız arama suçunda korunan hukuki yarar, kişi güvenliği ve dokunulmazlığıdır. Ayrıca bu suçta özel hayatın dokunulmazlığı da korunmaktadır.
SUÇUN KONUSU
Bu suçun konusunu mağdurun serbestçe hareket etme özgürlüğü oluşturmaktadır. Zira fail tarafından gerçekleştirilen hareket , mağdurun serbestçe hareket etme özgürlüğüne yönelmekte ve bu özgürlük kısıtlanmaktadır.
FAİL ve MAĞDUR
Haksız arama suçu özgü suç olarak düzenlenmiştir. Bu nedenle suçun faili ancak kamu görevlisi olabilir. Türk Ceza Kanununun tanımları düzenleyen 6.maddesine göre kamu görevlisi kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişidir.
Kamusal faaliyet 3 unsurdan oluşur:
1) Kamu-toplum adına yürütülen bir hizmetin bulunması gerekir . Hizmet tüm toplumu ilgilendirmelidir.
2) Hizmetin Anayasa ve yasalarda belirlenmiş usullere göre verilmiş bir “siyasal karara” dayalı olması gerekir .
3) Hizmetin kamuya ait güç ve yetkilerin kullanılması suretiyle gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
Kamusal faaliyete katılmada ise dikkat edilecek husus, kişinin hizmete genel idare esaslarına göre (kamu hukuku usullerine göre) katılması sebebiyle kamu hukuku yükümlülüğü altında olmasıdır.
Kişiler ve yapılan iş bu özellikleri taşımadığı takdirde , o kişilerin kamu görevlisi sıfatıyla bu suçu işlemeleri söz konusu olamaz.
Kamusal faaliyetin yürütülmesi özel hukuk kişilerince üstlenilirse o kişiler kamu görevlisi sayılmaz.
Kamu görevlisi olmasa bile özel hükümler gereğince kamu görevlisi olarak cezalandırılan ya da kamu görevlisi hükümlerine tabi olan kişiler de bu suçun faili olabilirler. Kooperatif Kanununun 62.maddesine göre kooperatifin yönetim Kurulu üyeleri ve kooperatif memurları kamu görevlisi gibi cezalandırılırlar. Özel Eğitim Kurumları Kanununun 9.maddesine göre kurumlarda görev yapan yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticiler kamu görevlisi sayılırlar.
Bu suçta mağdur ise tüm toplum olarak karşımıza çıkmaktadır . Ancak haksız aramayla karşılaşan kişi suçtan zarar görendir.
MADDİ UNSUR
Haksız arama suçunun maddi unsurunu, kişinin üstünün veya eşyasının aranması oluşturur. Konutun aranması bu suçun konusunu değil konut dokunulmazlığının ihlali suçu oluşur.
Kişinin üstünün ya da eşyasının aranmasında bir hukuka uygunluk nedeni olsa da sınırın kasten aşılması durumunda bu suçun oluşacağı söylenebilir.
MANEVİ UNSUR
Maddede haksız arama suçunun ‘HUKUKA AYKIRI’ aykırı olarak işlenmesi suç olarak düzenlendiğinden bu suçun olası kastla işlenmesi mümkün değildir. Kanun koyucu bu suçun oluşabilmesi için failde özel bir hukuka aykırılık bilincinin bulunmasını aramıştır . Bu nedenle suç kasten işlenebilir.
HUKUKA AYKIRILIK UNSURU
Kanun koyucu , bu suçun oluşabilmesi için failde hukuka aykırılık bilincinin olmasını aramaktadır. Bu nedenle suçun oluşumu için failin haksız aramayı istemesinin yanında bir de hukuka aykırılık bilinciyle hareket etmesi gerekmektedir.
Hukuka aykırılık bilinci doktrinde bir görüşe göre kastın kapsamı içindedir. Yani tipikliğin içerisinde yer alır. Bu nedenle kanununun hukuka aykırılık bilinci aradığı hallerde suç olası kastla işlenemez. Diğer görüşe göre hukuka aykırılık kusurluluk içerisinde yer almaktadır. Bu nedenle fiilin olası kastla işlenmesi mümkündür. Kanımca haksızlık bilinci kastın kapsamında yer almalıdır.
Her ne kadar Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2014/631 Esas , 2016/349 Karar sayılı dosyasında kişiyi hürriyetinde yoksun bırakma suçu için özel hukuka aykırılık açıklanmışsa da tüm özel hukuka aykırılık içeren suçlarda bu karar uygulama alanı bulur :
‘‘Esasen kural olarak, failin suç saydığı bir sonucu bilmesi, istemesi ve bu suretle harekette bulunması, kastın varlığı açısından yeterlidir. Ayrıca, sonucun yasaya veya hukuka aykırı olduğunu bilme şartı aranmaz. Ancak, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçu bakımından yasamız, eylemin ‘hukuka aykırı’ işlenmesini şart koştuğundan, failin bu şekilde hareket ettiğini bilmesini ve istemesini aramaktadır. Bu durumda, failin, işlediği fiilin hukuka aykırılık bilincine de sahip olması gerekmektedir.’’
Gerekçede bu husus şu şekilde açıklanmıştır :
‘‘Metinde geçen “hukuka aykırı olarak” ibaresinden maksat, yürürlükteki mevzuatın izin vermediği hâl demektir. Kanun ve nizamların izin verdiği arama hâllerinde suçun oluşmayacağı açıktır. Suçun oluşması için kamu görevlisi, kişi hürriyetini, görevini kötüye kullanarak veya yetkisini aşarak ihlâl etmiş olmalıdır. Böylece “hukuka aykırı olarak” sözcükleri görevin kötüye kullanılmasını ve yetkinin aşılmasını kapsar.’’
HUKUKA UYGUNLUK NEDENLERİ
1.Kanun hükmünü ifa : Arama , elkoyma gibi ceza muhakemesi işlemleri kanuna uygun yapıldığı takdirde bu kararı veren kişi haksız arama suçundan sorumlu olmaz. Ancak verilen karar hukuka aykırıysa hem kararı veren hem de uygulayan kişi bu suçtan sorumlu olur.
2.Amirin emrini ifa : Hukuka uygun verilen bir emrin yerine getirilmesi durumunda da haksız arama suçu söz konusu olmaz. Ancak verilen emir hukuka aykırıysa hem emri veren hem de uygulayan kişi bu suçtan sorumlu olur.
SUÇUN ÖZEL GÖRÜNÜŞ BİÇİMLERİ
*Teşebbüs : Failin icra hareketlerini elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaması durumunda teşebbüs söz konusu olur. İcra hareketlerine başlanıp kişinin ya da eşyalarının aranmaması durumunda teşebbüs söz konusu olur.
*İştirak : Bu suç özgü suç olduğundan kamu görevlisi olmayan başka kişiler azmettiren ya da yardım eden olarak karşımıza çıkabilirler.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2017/524 Esas , 2020/391 Karar sayılı dosyasında özgü suçlara iştirak şu şekilde açıklanmıştır :
‘‘Ancak belli sıfata sahip olan kişilerce işlenebilen suçlara özgü suç denmektedir. Örneğin, zimmet ve rüşvet gibi suçlar ancak kamu görevlisi sıfatına haiz kişilerce işlenebileceğinden özgü suç niteliğindedir.
Suçun icrasına iştirak etmekle birlikte, işlenişine bulunduğu katkının niteliği gereği kanuni tanımdaki fiili gerçekleştirmeyen diğer suç ortaklarına 'şerik' denilmekte olup 5237 sayılı TCK’nda şeriklik, azmettirme ve yardım etme olarak iki farklı şekilde düzenlenmiştir. Buna göre, kanuni tanımdaki fiili gerçekleştirmeyen veya özel faillik vasfını taşımadığı için fail olamayan bir suç ortağı, gerçekleşen fiilden 5237 sayılı Kanun’un 40. maddesinde düzenlenen bağlılık kuralı uyarınca sorumlu olabilecektir.’’
*İçtima : Aynı suç işleme kararı icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda tek suç oluşur ve TCK 43/1 de düzenlenen müteselsil suç hükümleri uygulanır.
Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da tek suç oluşmakta ve 43/2 de düzenlenen aynı neviden fikri içtima hükümleri uygulanmaktadır.
SORUŞTURMA , KOVUŞTURMA , YAPTIRIM
5235 sayılı kanunun 14.maddesi gereği mahkemelerin görevlerinin belirlenmesinde ağırlaştırıcı veya hafifletici nedenler gözetilmeksizin kanunda yer alan suçun cezasının üst sınırı göz önünde bulundurulur. Haksız arama suçunun cezası üç aydan bir yıla kadar hapis cezasıdır. Bu nedenle suç , asliye ceza mahkemesinin görev alanına girmektedir.
ÖZEL SORUŞTURMA USULÜ
Kamu görevlilerine karşı soruşturma açılabilmesi için özel bir soruşturma şartı vardır. Bu şart 4483 sayılı kanun gereği izindir. Bu kanuna göre memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı yargılanabilmeleri için ilgili makamlardan izin alınması gerekmektedir. Haksız arama suçunda fail olan kamu görevlisi hakkında soruşturma açılabilmesi için de ilgili makamlardan izin alınması gerekmektedir.
HAKSIZ ARAMA SUÇUNUN CEZASI NE KADARDIR ?
Haksız arama suçunun cezası üç aydan bir yıla kadar hapis cezasıdır.
HAKSIZ ARAMA SUÇUNDAN CEZA ALAN BİR KİŞİ HAPSE GİRER Mİ ?
Hakim sanık hakkında hapis cezasına hükmetmişse kesinleşmiş olan hapis cezalarının ne kadar yatarının olduğunun tespiti noktasında İnfaz Hukukunun çok iyi bilinmesi gerekmektedir. İnfaz Hukuku sık değişen bir hukuk dalı olduğundan kararın kesinleştiği tarih önem taşımaktadır. Kesinleşme tarihinde yürürlükte bulunan kurallar uygulama alanı bulacaktır. Yine sanık hakkında hükmedilen cezanın ne kadar yatarının olduğu belirlenirken bu suçun sanık açısından mükerrer suç olup olmadığı , suçun işlendiği tarihte sanığın kaç yaşında olduğu , sanığın eğitim durumları gibi hususlar önemli olmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için uzman bir avukat ile iletişime geçmeniz tavsiye edilir .
Stajyer Avukat Sema Nur Deveci
Avukat Hüseyin Acar
Reşit Hukuk & Danışmanlık